Bir takım hastalık ve arızalar, eşlerden herhangi bi- rinde oluşmaya başlamış ise tedavi yöntemlerine başvuru- lur.
Ancak tedavi imkânı olmayan, bulaşıcı özelliği bu- lunan bazı hastalıklardan dolayı eşler ayrılık kararı alabi- lir.
Örneğin kadında, doğuştan veya sonradan oluşan, vajina civarında kemik bulunması. Bu kemik nedeniyle cinsel temasta zorluk veya cinsel temas imkânı bulunmuyorsa veya vajina içinde oluşan bezeler et kütle- cikleri cerrahi müdahale kabul etmiyorsa veya vajina i- çinde değil de dışında oluşan et kümecikleri cinsel temasa mani oluyorsa bu tür bedeni özür taşıyan kadından, iste- nirse boşanma imkânı doğar. Bu tercih taraflara bırakıl- mıştır.
Erkekte de, meni gelmemesi cinsel iktidarsızlık- çocuk için gerekli olan sperm eksikliği erkekte yumurta- ların bulunmaması, cinsel temasa güç yetirememek – isteksizlik- cinsel hastalık, bulaşıcı virüs vb. gibi…
Ayrıca ruhsal problemi mevcut olan, senenin bir kısmında normal, bazı ay ve günlerde cinnet hali geçiren erkek, aile mutluluğuna zarar verici boyutlarda psikiyat- rik vaka sahibi ise; kadın mahkemeye müracaatla boşan- ma talebinde bulunabilir.
Çift cinsiyeti bünyesinde taşıyan Hünsa olarak İs- lam Hukukunda tanımlanan şahıslarla evlilik yapıldığında cinsiyet problemi ortaya çıkarsa normal olan taraf bo- şanma hakkını kullanabilir.
Hünsa olan şahısta bulunabilecek iki tenasül ciha- zından hangisi sağlıklı olarak görevini yerine getiriyor ise o şahıs, sağlıklı olan tenasül organına göre kimlik kazanır. Görev yapmayan tenasül cihazı cerrahi müdahale ile temizleme imkânı varsa şahıs kullandığı tenasül cihazının niteliği gibi davranıyorsa sorun kalmamış olur.
Ancak tarafların bu özürden dolayı boşanma hakkı olur. İslam Hukukçuları bu tür uzuv problemi olan şahıs- ların evlenmemelerini tavsiye etmiştir.
Erkekte bulunabilecek zührevi hastalıklar eğer kalı- cı izler bırakmışsa kadın dilerse boşanma hakkını kulla- nır.
Bedende mevcut olan sedef- bel soğukluğu-frengi gibi hastalıklar ve çağımızda yeni tanımlanabilen diğer tenasül ile ilgili vakalar boşanma nedenidir.
Bu tür hastalıklar evlendikten sonra oluşmuş veya önceden mevcut olup nikah ve zifafa kadar gizlenmiş ise, nikahtan sonra tarafların ayrılma hürriyetleri mevcuttur.
Nikah öncesi erkek tarafından bazı uzvi eksiklerinin bulunduğu, bayana aktarılsa ve evlenmeden önce bu ö- zürleri de kabul etmesi istense, bayanda kabul etse, nikah sonrası bayan boşanma hakkına sahip olamaz.
Ancak rıza ile evlenilmesine rağmen olay anlatı- landan daha büyük ve karşı tarafında sağlığına zarar veri- ci boyutta ise bayan boşanma için mahkemeye müracaat eder.
Mahkeme kararı olmaksızın boşanma geçerli olmaz. Boşanan kadın iddetini bekler, mehrini tam olarak alır. Ancak nikâhtan hemen sonra bu tür özür meydana çıkmış cinsel temas vuku bulmamış taraflar baş başa kalmamış ise boşanma gerçekleşir kadın iddet beklemez ve mehrinin yarısını alır.
İlerleyen yaşına rağmen evlenen bir şahıs eğer cin- sel temasa güç yetiremiyorsa, bayan mahkemeye müraca- atla ayrılık isteyebilir.
Erkeğe tanınan talak hakkı nedeniyle eşinde sonra- dan oluşan herhangi bir hastalık nedeniyle veya sonradan oluşan fiziki arızalardan dolayı muhayyerlik hakkı yok- tur. Eğer bu tür bir fiziki eksiklik taşıyan bayanla evlili- ğini devam ettirmek istemezse talak hakkını kullanır, mehir ve nafakasını temin eder.
Kadın kendisine talak hakkı verilmediği için eşinde sonradan oluşan bulaşıcı bir hastalık, fiziki eksiklik, psi- kiyatrik bir vaka gibi nedenlerden dolayı birlikte yaşama imkânı kalmamış veya kendisine zarar verecek boyutlar- da hastalık ilerlemiş ise boşanma hakkına sahip olur.
Hastalıkta iyileşme ümidi varsa hâkim bir yıl erte- leme hükmüne varabilir. İyi olması mümkün olmayan hastalıklar için derhal boşanma kararı verir. Bu tür arızi haller için hakim tıbbi rapor ister.
Eşler için hayat her zaman sürprizlerle iç içe olabi- lir. Tarafların herhangi birinde sağlığı tehdit etmeyen bu- laşıcı bir hastalık veya ufak tefek arızi haller oluştuğunda karşılıklı sabır göstermek ve gelen belaya sabretmek ge- rekir. Bu gibi şeyler nikâhın sıhhatine mani değildir.
Sağlık sebeplerinin haricinde eşler arasında bazı dönemlerde ciddi münakaşalar, aralarına giren nifak to- humları hatta kavgalar olabilir. Bu olayları büyütmeden aile içinde tatlıya bağlamak ve evliliğin huzur içinde geçmesini sağlamak taraflar için bir yükümlülüktür.
Ancak artık dayanılmaz bir hal alan evlilik müesse- sesini bitirmek için taraflar karşılıklı olarak anlaşamıyor ise bayan mahkemeye müracaat eder. Hâkim taraflara öğüt verir. Haksız olan tarafa gerekirse kısa hapis cezası verir. Kocanın oluru olmadan talak’a hükmedemez. Hâ- kim hakem heyetini çalıştırabilir.
Bir erkek, eşinin evlilik hukukuna riayet etmediği zaman örneğin, haksız yere dövdüğü hakaret ettiği veya kötü davranışlarını alışkanlık haline getirdiğinde, bayan mahkemeye müracaat eder.
Bayan, davasında haklı olduğunu delillerle ispat et- tiğinde, erkeğe hapis cezası dâhil ciddi uyarılarda bulunu- lur.
Taraflar hakem heyetine her türlü genel yetki ver- mişlerse, hakem heyetinin verdiği karar ve vekâlet doğ- rultusunda tarafları ayırabilir, vekâlet yoksa ayrılık ger- çekleşmez.