Nişanlanmış artık nikâhla birlikte yeni bir yuvaya taşınacak olan çiftin günlük gereksinimleri için ana-baba yıllar öncesinden başlayan bir hazırlık yapar ve düğün gününden önce tespit edilen eve, malzemeleri aktarır.
Önceden hazırlanan veya düğün arifesinde alınan eşyalara çeyiz veya kalın adı verilmiştir. Çeyiz gelin olarak kız çocuğu için hazırlanan her türlü ev gereksinimlerini kapsar. Kalın ise erkek tarafının yeni ev için hazırladığı bölüşüm kapsamında kendi hissesine düşen ev eşyalarıdır.
Evlilik öncesi erkek tarafına iki mali yükümlülük düşmektedir.
Mehir gelin adayının şahsi mülküdür. Bununla düğün masrafları karşılanmaz. Mehrin evlilik sonrası hatta olası boşanmalar için tespit edilen garanti olarak düşünüldüğünde, gelin hanımın eline başlangıçta nakit bir bedel geçmeyebilir.
Erkek tarafı, kız tarafını mali mükellefiyet için zorlayamaz. Gelin kendisi ile beraber getireceği çeyiz konusunda zorlanamaz hatta sadece kendi canını oğlan evine getirse bu konuda sorumlu tutulmaz ve kınanmaz.
Bayan evlendikten sonra nafakadan sorumlu değildir.
Kalın olarak ev eşyaları, mesken temini erkek tarafın vazifesidir. Erkek barınma ile ilgili her türlü alt yapıyı hazırlamakla mükelleftir.
Gelenek-örf-adet kapsamında kız tarafı, erkek tarafının verdiği kalına denk bir çeyiz hazırlaması ve kızlarına şahsi mülkü olarak vermeleri asırlardır cereyan eden bir alışkanlıktır. Çeyiz kadının şahsi malıdır. Getirmediği takdirde dinen sorumlu değildir.
Babanın çeyiz olarak kızına biriktirdiği muhtelif eş- yalar henüz evlilik olmadan ve kıza teslim edilmeden baba vefat etse, hazırlanan çeyiz miras kapsamına girmez. Hazırlanan eşya gelin adayının şahsi malı sayılır.
Günümüzde aileler arası çeyiz ve kalın seferberliği her iki aileyi de ekonomik olarak çökertmekte taraflar yıllarca düğün masraflarını ödemek için sıkıntı çekmektedir.
Bu konuda israf ve savurganlık haramdır. Ailelerin güç gösterisinde bulunmaları ayrıca uhrevi sorumluluk gerektiren, Kur’an dışı bir davranıştır…
Helal bir nafile nikâh ibadeti yapılırken, Kur’an’la yasaklanan birden çok nass’la sabit, Haram işlemek en büyük tezattır.
Taraflar karşılıklı anlayış içinde asla israfa kaçmaksızın – gösteriş’e bulaşmaksızın yapılan işle kibirlenmeksizin, sade bir düğün yapmaları dini bir emirdir.
Oğluna veya kızına, gözler görmedik bir çeyiz dizmiş veya dillerden düşmeyecek bir görkemde düğün yemeği vermiş desinler diye yapılan uygulama beraberinde ihlasın zıttı niyet bozukluğu getirmektedir..
Evlilikle beraber sürmesi gereken İhlâs ve samimiyet ortadan kalkmaktadır. Bu niyetle yapılan düğünler güç gösterisine dönmektedir ki neticesi haramdır…
İslam Hukuku eşler arasında mal ayrılığı esasını benimsemiştir. Bu nedenle, bayanın beraberinde getirdiği her türlü çeyiz şahsi mülküdür. Ölüm veya boşanma gibi olağanüstü sebeplerin sonunda kadın şahsi çeyizini geri alma hakkına sahiptir.
Boşanmaların sayısal verilerle artış gösterdiği günümüz İslam toplumunda, evlilik öncesi tarafların dikkat edeceği konulardan biri çeyiz ve kalın olarak gelen malzemelerin dokümanını çıkarmak ve küçük bir demirbaş defteri tutmak olacaktır. Kim ne getirmişse ayrılık esnasında getirdiğini götürme hakkına sahip olur.
Toplanan eşyalarda bir belge veya şahit yoksa erkek için gerekli olan malzemeler erkeğe, bayanı ilgilendiren malzemeler bayana bırakılır.
Altın-döviz-takılar-kıymetli malzemeler konusunda belge-şahitlik yoksa erkek yemin ettirilerek ve yeminle birlikte beyanına itibar edilerek paylaşım gerçekleşir.
Bayanın takı ve ziynet eşyaları kendisinindir. Öncelikle kız tarafına talip olmak –nişanlanmak çeyiz ve kalın ile ev eşyalarının tanımı ile birlikte sıra nikâh törenine geldi. İslam Hukukunda nikâh nedir?