Mehmet Hüsrevoglu:   "İSLAM'DA EVLILIK VE BOŞANMA" Kitabı Sayfa İçeriği

Mehmet Hüsrevoglu

Bu Sayfayı Paylaş; Bu sayfa 1108 Kez görüntülendi.

ÇOCUK TERBİYESİ (Hidane)

Dünyaya gözlerini açan çocuklarımız, büyük bir a- cizlik içinde hayata ilk adımını atarlar. Bunlar senelerce bakılmaya muhtaçtırlar. Çocukları korumak, büyütmek ve hayata hazırlamak hem fıtri hem de dini bir vazifedir. İs- lam Hukuku’nda bu konu ile ilgili önemli başlıklar vardır.

İslam Hukuku’nda anne ve babanın çocuklarına karşı ilk vazifesi, anne isterse bir yetiştirici tutmakla baş- lar. Çocuk gelişimini tamamlayana kadar, çocuğun tüm ihtiyaçları babaya aittir.

İslam Hukuku’nda çocuk babaya aittir. Çocuğun ge- lişimi ve ihtiyaçlarını baba karşılamakla mükelleftir. Ço- cuk eğitimini alıp bir meslek sahibi olana kadar sorumlu olan babadır.

Anne; gönüllü olarak çocuğunun bakıcılığını diyaneten üstlenmekle yükümlü ancak hükmen mükellef değildir.

Bir anneye çocuğunu emzirmek konusunda baskı yapılamaz. Ancak fıtraten bir kadının kendi çocuğuna bakması asl olan davranıştır. Bu nedenle yedi yaşına ka- dar erkek çocuğun, ergenlik çağına kadar kız çocuğunun annesi tarafından yetiştirilmesi ölçüsü konulmuştur. Bu ölçü Allah Resulünün (sav) uygulamaları ile sabittir.

Belirlenen yaş sınırına kadar çocuk terbiyesi ve ye- tiştirmesi sırası ile öncelikle anneye, anne yoksa annean- ne yoksa kız kardeş-teyze ve halalar çocuk bakımından sorumludurlar.

Anne, dokuz ay her türlü sıkıntılara katlanarak kar- nında taşıdığı ve kendisinden bir parça sayılan evladını büyütmek, .bakım ve terbiyesini üstlenmek için yaratıl- mış yegane varlıktır. Savaşta bile esir alınan anne ve ço- cukları birbirinden ayrılmaz.

Çocuğun buluğ çağına gelene kadar annesi ile bir- likte kalması ve onun şefkati ile büyümesi ilerde toplum için daha sağlıklı bir yapı arz eder.

Ancak anne, Müslüman değilse, ta’ziri gerektiren kötü ahlak ve alışkanlıklara sahipse, yeni bir evlilik düşü- nüyorsa, bu gibi hallerde çocuk annesine teslim edilmez.

Anne’den sonra çocuk için ikinci emniyetli ortam ninelerin kucağıdır. Bakımda öncelik anneanne yoksa ba- baanneye aittir.

Çocuk için bu iki sığınak mevcut değilse kendi öz ablası, yoksa baba bir üvey ablası bakım için sorumlu o- lur. Ablaların bakım imkânı mevcut değilse çocuk teyze- ye emanet edilir. Yoksa Hala sorumludur.

Öncelik olarak kız tarafının yakınları sıralamada tercih edilmesinin sebebi, oğlan tarafına göre biraz daha şefkat limitinin yüksek olmasından kaynaklanmaktadır. Örneğin teyze anne vekilidir.

Anne tarafından çocuk bakımına ehil hiçbir mükel- lef bulunmasa o zaman sorumluluk baba tarafına düşer. Sırası ile baba-dede-kardeş-amca çocuğa bakmakla yü- kümlüdür.

Çocuk terbiyesi ile yükümlü olan görevli öncelikle; Ergin-akıllı-gücü yeten ve ahlaki olarak zaafları olmayan bir özelliğe sahip olmalıdır…

Daha önce de belirtildiği gibi anne için çocuğuna bakmakla yükümlü değildir… Zorlayıcı bir durum söz konusu olamaz.

Baba, süt anne-dadı-mürebbi gibi sıfatları ile anılan görevlilere, çocuk bakımını profesyonel anlamda yaptır- ma imkanına sahiptir.

Boşanan anne çocuğuna iddet müddeti içinde gönüllü olarak bakar Bayan, İddet müddeti geçip, başka bir erkekle ev- lenmeyi düşünmüyor ise, kendisi çocuk bakımı-emzirme ve benzeri görevlerinden dolayı, çocuklarının babasının ödemek zorunda olduğu bakım bedeli ile ayrı bir ekono- mik rahatlık sağlayacaktır.

İslam Hukuku boşanmış veya eşi ölmüş kadın için ciddi kolaylıklar getirmiş, çocuklar için kendi nefsini he- lak etmeyi anne için gerekli görmemiştir.

Eşi ölmüş veya boşanmış kadın evlenmek isterse yeni evliliğinin mutlu bir şekilde devamı için eski eşinden olan çocuklarını baba tarafına bırakır.

Baba kendi çocuklarının tüm gereksinimlerinden sorumludur. Annenin bu tür mali bir sorumluluğu yoktur.

Boşanmış olan bireyler, çocuklarını görme hakkına sahiptir. Çocuk anne yanında ise baba, istediği zaman ge- rekirse her gün çocuğunu görebilir. Aynı hak anne için de geçerlidir.

Çocuk baba tarafında kalmış ise anne dilediği an çocuğunu görme hakkına sahiptir. Boşanan taraflar ara- sında husumet ortaya çıkmış ise taraflar üçüncü şahıs ara- cılığı ile çocuğunu haftada bir kez alabilir ve taraflar bir- birleri ile muhatap olmadan görüşme gerçekleşir.

Erkek çocuk, tüm gereksinimlerini kendi başına ya- pabilecek çağa geldiğinde (yedi ve on dört yaş arası ola- rak düşünülebilir) Anne’nin sorumluluğu bitmiş sayılır.

Erkek çocuk, anne veya babasının yanında kalma- ya kendisi karar verir. Ancak meslek sahibi olması-eğitim ve diğer konularda yetişmesi için babanın yanında, evle- necek düzeye gelene kadar kalması tavsiye edilen görüştür.

Kız çocuğu ise, başlangıçtan gelin olana kadar an- nesi ile beraber kalması; kadına has, tutum ve davranışları eğitim ve ev işlerini kadınların yanında öğrenmesi kendisi açısından daha hayırlıdır.

Baba, erginlik çağına gelmiş kızını, çocuk istese yanına alır yoksa masraflarını ödeyerek evlenmemiş olan annesi ile beraber gelinlik çağına kadar beraber kalmasına izin verir.

İslam Hukukunda çocuk bir emanettir.

Aralarında ciddi sorunlar olan anne ve baba, ço- cuklarının sorumluluğunu üstlenmiyor ise çocuğun anne ve babası İslam devlet başkanıdır.

Bu konuda Allah Resulü (sav) Efendimizin kesin emri vardır. Devlet, doğum sonrasından meslek sahibi yapıp evlenecek ve aile sahibi olacak zaman dilimi içinde sahipsiz çocukların babasıdır.

İslam toplumunda, başıboş bir çocuğun varlığı  düşünülemez…