Mehmet Hüsrevoglu:   "İSLAM'DA EVLILIK VE BOŞANMA" Kitabı Sayfa İçeriği

Mehmet Hüsrevoglu

Bu Sayfayı Paylaş; Bu sayfa 567 Kez görüntülendi.

ÇOCUKLARIN NAFAKALARI

Fakir olan ve buluğa ermemiş erkek çocukların, fa- kir olan buluğa ermiş ve temyiz sahibi olsa bile kız ço- cuklarının nafakaları babaya aittir. Baba infaktan kaçınır- sa tutuklanır.

Evlatların nafakaları, babaları fakir olsa bile düş- mez. Baba çocuklarına bakmakla yükümlüdür.

Sürekli fakirlik veya sakatlık gibi kazançtan aciz olmak veya gelirin gideri karşılamaması gibi zorunlu hal- lerde, babanın akrabaları çocuklara bakmakla yükümlü- dür.

Fakirliği bilinen baba, çocuklarının nafakasını temin edemediği için tutuklanmaz. Boşanmış anne dilerse ço- cuklarının nafakasını ilerde eski eşinden alma koşulu ile üstlenebilir.

Çocuklara takdir edilecek nafaka yaş ve sosyal statü ile paralel olmalıdır. Bakıcı gerekiyorsa, baba bakıcı ma- aşı vererek çocukların iyi yetişmelerini sağlar.

Erkek çocuk buluğ çağından sonra, artık nafaka almaz. Öğrenci ise burs kolaylığı, sanatkâr olacaksa aldı- ğı maaşı nafaka temini için yeterli olabilir.

Erkek evlat, evli olsa bile, bedensel özürlü ise, na- fakalarını baba karşılar.

Kız çocukları ise, belirtildiği gibi buluğ çağından sonra bile, evlenip yuva kurana kadar nafakaları babaya aittir.

Kız çocuğu evlenip boşanma vuku bulsa, kadının eski kocasından aktarılan mehir’de geçim için yetmemiş olsa, nafaka yine babaya aittir. Evlatların kazancı kendile- rine yetmeyecek kadar az ise baba takviye yapmakla yü- kümlüdür.

Babalarının nerede olduğu bilinmeyen çocuklar, na- faka temini için mahkemeye müracaat ederler. Babanın varsa kira-ürün-alacak gibi gelirleri hâkim denetiminde toplanır ve çocukların geçimi, eğitim giderleri karşılanır. Gayrimenkul olan değerler satılmaz.

Fakir ve muhtaç olan; baba, dede, babaanne, anne gibi birinci derece yakınların nafakaları evlatlar üzerine- dir.

Evlatlar eşit şekilde büyüklerine bakmakla yüküm- lüdür. Babalarının güç yetiremediği dönemlerde torunlar, dede ve babaannelerine de bakmakla yükümlüdür.

Kardeşler; ana ve babalarının nafaka ve bakımı ko- nusunda ihtilaf etse, biri bakıp diğeri bakmasa, hâkim ana-babasına bakmayan kardeşin malından tasarrufta bu- lunarak, bakım masraflarını tahsil edebilir veya ana- babasına bakan kardeş diğerlerinden alacaklı olur. Nafaka önceliği küçük çocuklar ve anneleredir.

Evlat; ana-babaya ihtiyaç sahibi iseler nafaka ver- mekle yükümlüdür. Nafaka vermeye muktedir olamayan evlat, ana-babasını yanına alır. Birlikte yaşayarak nafaka yükümlülüğünden  kurtulur.

Evlenmemiş bir evlat; diyaneten ana babasına bak- makla yükümlü olsa bile, kazaen mecbur olamaz. Ancak kazancı nispetinde ana-babaya ekonomik yardımda bulunur.

İhtiyaç sahibi olan, babanın babası veya ananın ana- sı da aynı hükümdedir. Torunlar büyüklerine (ced) bak- makla yükümlüdür.

Kötürüm olan bir babanın, bakıcı masrafları kendi- sine güç geliyorsa evlatları karşılar.

Nafaka almaya hak kazandıkları halde, çocukları bulunmayan eşlerin, bakımı ve diğer ihtiyaçları, mirasa hak kazanan yakın akrabaları üzerine düşer.

Babalarına bakan evlatlar üvey annelerine bakmakla yükümlü değildir. Ancak babaları bakıma muhtaç ise, ba- balarına hizmet ettiği için üvey annenin nafakasını da te- minle yükümlüdürler.

Ana-baba, hasta-aciz -geliri kalmamış bir durumda iken; kudreti yerinde olan ve ana-babasına bakmayan ev- latlar, mahkeme yolu ile uyarılır. Uyarı etkili olmamışsa hakim kararı ile tutuklanır.

Çoluk çocuk sahibi olmuş, geniş bir aile kurmuş o- lan evlat, çocuklarımın geçim problemi beni meşgul edi- yor diye, ana-babaya hizmette kusur edemez. Eğer ana- babaya ayrı bir bütçe ayıramayacak durumda ise, onları yanına alır ve hep birlikte yaşamaya devam ederler.

Nafaka temininde güçlük çeken ancak evlatları ol- mayan şahıslara, birinci derece akrabalarının bakması bir vecibedir. Amca-dayı-teyze-hala ve ikinci derece akraba- lara, durumu müsait olan akrabalar ilgilenir ve onları baş- kasına muhtaç bırakmazlar.

Anne ve küçük çocuklar, nafaka sırasında babadan öncedirler.