Karı-koca arasında bir takım karşılıklı hak ve vazi- feler vardır. Bunların bir kısmı, asli hak ve vazifelerdir. Bunlara uymak, dinen ve ahlaken gereklidir.
Başlıca maddeler şunlardır:
Kur’an-ı Kerimde; “Siz Ey İman etmiş olanlar hanımlarınızla güzel bir şekilde geçininiz. Eğer onlar- dan hoşlanmıyor olsanız bile, olabilir ki hoşlanmadı- ğınız bir şeyi Allah büyük bir hayra vesile kılmış ola- bilir” (Nisa 19) buyrulmaktadır…
Çok meşru bir sebep bile olsa erkek, eşine şiddet kullanamaz. Ancak hafif bir şekilde uyarılacağı ayetle sa- bittir.
İslam Hukukunda kadın, eşinin kendisine kötü mu- amele yaptığını hatta şiddete başvurduğunu mahkemeye bildirdiği zaman ispatı halinde erkek hafif veya ağır bir ceza ile cezalandırılır. Şiddet devamında bayana boşanma hakkı tanınmıştır. Mahkeme kararı ile hâkim kadını koca- sından ayırır. Esas olan ayrılık değil uzlaşıdır. Tarafların aile büyükleri devreye girerek bu mesele çözüme kavuşturulabilir. Uzlaşma çabaları sonuç vermezse son karar hâkimin ayrılık kararıdır.
ğerinden meşru çerçevede faydalanma hakkına sahiptir.
Erkek hayız ve nifas (regl) gibi özürlü günlerin ha- ricinde eşinden, cinsi münasebet talebinde bulunacağı gi- bi, kadında aynı istek çerçevesinde eşinden talepte bulu- nabilir.
Hatta evliliğin hükmen devamı için, taraflar arasın- da herhangi bir özür nedeniyle cinsel temas zorluğu var ise, taraflar bu özürle birlikte evliliğin devam etmesi ka- rarı almışlarsa, en az bir kez cinsi münasebet konusunda birleşmeleri, nikahın devamı, ve özrün giderilebilme im- kanı için dinen ve ahlaken tavsiye edilmiştir.
Erkek, kocalık görevini yerine getirmekten kaçına- maz. Evlilik kocanın iktidarsız olması sebebi ile problem- li bir hal almışsa, kadın evlilik akdini fesh ettirme yetki- sine sahiptir.
Ancak farz olan bir görevde, veya ticari bir varlığın bekası için iş takibi yapmak zorunluluğu varsa izin alma- dan evden dışarı çıkabilir.
Kadının babası Müslüman olmasa bile, bakıcısı yoksa hastalık zamanında kızı, kocasının iznine muhtaç olmaksızın babasının hastalığı ile ilgilenebilir.
Koca iş takibi veya başka nedenlerle evden sık sık ayrılması ve bu ayrılıkların uzun sürmesi aile bağını par- çalayacak düzeyde ise veya koca tutuklanmış uzun süre hapiste kalması söz konusu olduğunda, kadın veya karı-koca karşılıklı olarak evliliği fesh etme kararı alabilir- ler…
Kadın ikinci evliliğini yapmış ve önceki eşinden çocuğu varsa, çocuğunu haftada bir kez ziyaret etme hak- kı vardır.
Erkek, eşini kendi akrabaları ile bir arada ikamet etmeye zorlayamaz.
Erkek eğer gücü ve imkanı yerinde ise kendi sosyal konumuna göre israfa kaçmaksızın, mütevazı bir şekilde eşini müstakil bir eve taşır.
Aslolan karı-koca ilişkilerinin müstakil olarak de- vamıdır. Ancak aile bireylerinin aynı kat veya aynı alanda birden çok dairesi var olup her aileye müstakil mesken imkânı bulunuyorsa; kadının erkek tarafından uzaklaşmak için başka bir mekan ve mahalle istemesi yersizdir…
Bağımsız ev sahibi olan kadın belirtildiği gibi artık evinin idarecisidir. Ancak eşinin izni olmadan sorumsuz- ca ve denetimsizce dışarı çıkamaz.
Kadının, babası hastalanmış ve kendisine bakabile- cek bir başka şahıs yoksa, hastalığın iyileşme sürecine gi- rene kadar kadın, eşinden izin almaksızın babasına bakı- cılık yapabilir.
Kocasından izin almaksızın kendi mesleğini devam etmek isteyen kadın, bu isteğinde ısrarlı ise, mesleğini ic- ra için dışarıda olacağından ayrıca para kazanacağından dolayı eşinden nafaka talebinde bulunamaz. Artık kadın- da evin masraflarını eşi ile birlikte müştereken gidermek- le mükelleftir.
Sağlık-yemek-ev temizliği gibi imece işlere katıl- masına da müsaade etmeyebilir. Kadının her türlü ihtiyacı erkeğe ait olduğu için zaruret yoksa erkek, eşinin çalış- masını istemeyebilir.
Karı-koca arasında uyumsuzluk baş gösterdiğinde, uyumsuzluk ve huzursuzluğun daha büyük boyutlara taşmaması için erkek bazı tedbirler alır. Örneğin, ciddi tartışma ortamından sonra birkaç gün başka odada ayrı yatabilir kısmi küs hali oluşabilir, randevular iptal edile- bilir. Huzursuzluk kendilerini aşmış boyutta ise büyükle- rine durum aktarılır.
ramları işlemekten korkmayan taraflardan biri, ciddi şe- kilde uyarılır. Bu konuda tarafların yetkisi vardır.
Tarafların, birbirlerine yediği-içtiği maddelerin vermiş olduğu kokudan rahatsızlık duyuyorsa bunu bir- birlerine yasaklayabilir.
Erkek eşine yapmış olduğu uyarılar nedeniyle eşi, eksik olan davranışlarını düzeltmelidir. Düzeltme eğili- minde değilse asla kaba davranışlarda bulunamaz. Dini- miz bu tür kaba davranışları yasaklamıştır.
Erkek eşine, asla kötü muamele yapmaz. Eşini her konuda destekler ve korur.