Mehmet Hüsrevoglu:   "İSLAM'DA EVLILIK VE BOŞANMA" Kitabı Sayfa İçeriği

Mehmet Hüsrevoglu

Bu Sayfayı Paylaş; Bu sayfa 12860 Kez görüntülendi.

EŞLERİN BİRBİRLERİNE KARŞI HAK VE VAZİFELERİ

Karı-koca arasında bir takım karşılıklı hak ve vazi- feler vardır. Bunların bir kısmı, asli hak ve vazifelerdir. Bunlara uymak, dinen ve ahlaken gereklidir.

Başlıca maddeler şunlardır:

  1. Erkek, eşinin mehrini ve nafakasını vermekle yü- kümlüdür. Kadın ise eşinin, meşru olan isteklerini yerine getirmekle mükelleftir.
  2. Eşler arasında; sadakat-emniyet-yardımlaşma- hürmet-sevgi-iffet ve şerefi muhafaza gibi seçkin özellik- lerin bulunması bir vecibedir.
  3. Erkek; eşine söz ve davranışları ile güzel muame- le ederek yardımlaşacak bayan ise erkeğine aynı güzellik- te karşılık vererek, hürmetkâr davranacak, erkeğinin şere- fini-evini-mallarını korumaya özen gösterecektir. Bu dav- ranış dinen bir zorunluluktur.

Kur’an-ı Kerimde; “Siz Ey İman etmiş olanlar hanımlarınızla güzel bir şekilde geçininiz. Eğer onlar- dan hoşlanmıyor olsanız bile, olabilir ki hoşlanmadı- ğınız bir şeyi Allah büyük bir hayra vesile kılmış ola- bilir” (Nisa 19) buyrulmaktadır…

Çok meşru bir sebep bile olsa erkek, eşine şiddet kullanamaz. Ancak hafif bir şekilde uyarılacağı ayetle sa- bittir.

İslam Hukukunda kadın, eşinin kendisine kötü mu- amele yaptığını hatta şiddete başvurduğunu mahkemeye bildirdiği zaman ispatı halinde erkek hafif veya ağır bir ceza ile cezalandırılır. Şiddet devamında bayana boşanma hakkı tanınmıştır. Mahkeme kararı ile hâkim kadını koca- sından ayırır. Esas olan ayrılık değil uzlaşıdır. Tarafların aile büyükleri devreye girerek bu mesele çözüme kavuşturulabilir. Uzlaşma çabaları sonuç vermezse son karar hâkimin ayrılık kararıdır.

  1. Eşler arasında cinsel istek konusunda, her biri di-

ğerinden meşru çerçevede faydalanma hakkına sahiptir.

Erkek hayız ve nifas (regl) gibi özürlü günlerin ha- ricinde eşinden, cinsi münasebet talebinde bulunacağı gi- bi, kadında aynı istek çerçevesinde eşinden talepte bulu- nabilir.

Hatta evliliğin hükmen devamı için, taraflar arasın- da herhangi bir özür nedeniyle cinsel temas zorluğu var ise, taraflar bu özürle birlikte evliliğin devam etmesi ka- rarı almışlarsa, en az bir kez cinsi münasebet konusunda birleşmeleri, nikahın devamı, ve özrün giderilebilme im- kanı için dinen ve ahlaken tavsiye edilmiştir.

Erkek, kocalık görevini yerine getirmekten kaçına- maz. Evlilik kocanın iktidarsız olması sebebi ile problem- li bir hal almışsa, kadın evlilik akdini fesh ettirme yetki- sine sahiptir.

  1. Nikâh öncesi mehrinin tamamını veya çoğunlu- ğunu peşin, geri kalanını evlilik süresi içinde taksitle ala- cağı konusunda, antlaşma yapmış bir kadın kocasının bu- lunduğu sosyal konumlarına uygun olan bir evde ikamete ve eşinin izin verdiği sürece dışarı çıkmaya yükümlüdür

Ancak farz olan bir görevde, veya ticari bir varlığın bekası için iş takibi yapmak zorunluluğu varsa izin alma- dan evden dışarı çıkabilir.

Kadının babası Müslüman olmasa bile, bakıcısı yoksa hastalık zamanında kızı, kocasının iznine muhtaç olmaksızın babasının hastalığı ile ilgilenebilir.

Koca iş takibi veya başka nedenlerle evden sık sık ayrılması ve bu ayrılıkların uzun sürmesi aile bağını par- çalayacak düzeyde ise veya koca tutuklanmış uzun süre hapiste kalması söz konusu olduğunda,  kadın veya karı-koca karşılıklı olarak evliliği fesh etme kararı alabilir- ler…

  1. Koca; eşinin anne babasının, evlerine ziyaretçi olarak gelmesine engel olamaz. Eğer eşinin anne ve baba- sı gelemiyorsa, karı-koca veya sadece kadın anne ve ba- basını haftada bir kez ziyaret etme hakkına sahiptir.

Kadın ikinci evliliğini yapmış ve önceki eşinden çocuğu varsa, çocuğunu haftada bir kez ziyaret etme hak- kı vardır.

Erkek, eşini kendi akrabaları ile bir arada ikamet etmeye zorlayamaz.

Erkek eğer gücü ve imkanı yerinde ise kendi sosyal konumuna göre israfa kaçmaksızın, mütevazı bir şekilde eşini müstakil bir eve taşır.

Aslolan karı-koca ilişkilerinin müstakil olarak de- vamıdır. Ancak aile bireylerinin aynı kat veya aynı alanda birden çok dairesi var olup her aileye müstakil mesken imkânı bulunuyorsa; kadının erkek tarafından uzaklaşmak için başka bir mekan ve mahalle istemesi yersizdir…

Bağımsız ev sahibi olan kadın belirtildiği gibi artık evinin idarecisidir. Ancak eşinin izni olmadan sorumsuz- ca ve denetimsizce dışarı çıkamaz.

Kadının, babası hastalanmış ve kendisine bakabile- cek bir başka şahıs yoksa, hastalığın iyileşme sürecine gi- rene kadar kadın, eşinden izin almaksızın babasına bakı- cılık yapabilir.

Kocasından izin almaksızın kendi mesleğini devam etmek isteyen kadın, bu isteğinde ısrarlı ise, mesleğini ic- ra için dışarıda olacağından ayrıca para kazanacağından dolayı eşinden nafaka talebinde bulunamaz. Artık kadın- da evin masraflarını eşi ile birlikte müştereken gidermek- le mükelleftir.

  1. Erkek, evlilik süresi içinde, özellikle eşinin dini eğitimini kısıtlayamaz. Eğitim için kısıtlama yapılamaz.
  2. Bir erkek eşini, yabancı sosyal katılımlardan, öl- çü dışına çıkabileceğini tahmin ettiği düğünlerden, top- lum tarafından uygun görülmeyen mekânlardan uzak durmasını ister, gerekirse yasaklar.
  3. Erkek eşini, nafile oruç tutmaktan, nafile gece namazı kılmaktan, nafile hac ve umre seyahatine çıkmak- tan men edebilir.
  4. Erkek eşinin; vakıf, dernek gibi sürekli mesai isteyen gönüllü çalışmalara, sürekli komşu gezmelerine gitmesine izin vermeyebilir.

Sağlık-yemek-ev temizliği gibi imece işlere katıl- masına da müsaade etmeyebilir. Kadının her türlü ihtiyacı erkeğe ait olduğu için zaruret yoksa erkek, eşinin çalış- masını istemeyebilir.

  1. Erkek, eşini eğitmekle mükelleftir. Sosyal ko- numları neyse, o şekilde davranışta bulunmayı, , konum- larına uygun olmayan her türlü ortamdan kaçınmayı is- ter… Bu yönde öğüt verir. Eğer kadın söz tutmuyor, eşi- ni zor durumda bırakıyorsa; erkek eşini bu konuda uyar- ma hakkına sahiptir.

Karı-koca arasında uyumsuzluk baş gösterdiğinde, uyumsuzluk ve huzursuzluğun daha büyük boyutlara taşmaması için erkek bazı tedbirler alır. Örneğin, ciddi tartışma ortamından sonra birkaç gün başka odada ayrı yatabilir kısmi küs hali oluşabilir, randevular iptal edile- bilir. Huzursuzluk kendilerini aşmış boyutta ise büyükle- rine durum aktarılır.

  1. Eşlerin birbirlerini uyarması sadece uyumsuzluk hali ile sınırlı değildir. Hayız--nifas--cünüplükten temiz- lenmeyen, dini vecibelerini yerine getirmeyen bazı    ha-

 

 

 

ramları işlemekten korkmayan taraflardan biri, ciddi şe- kilde uyarılır. Bu konuda tarafların yetkisi vardır.

Tarafların, birbirlerine yediği-içtiği maddelerin vermiş olduğu kokudan rahatsızlık duyuyorsa bunu bir- birlerine yasaklayabilir.

Erkek eşine yapmış olduğu uyarılar nedeniyle eşi, eksik olan davranışlarını düzeltmelidir. Düzeltme eğili- minde değilse asla kaba davranışlarda bulunamaz. Dini- miz bu tür kaba davranışları yasaklamıştır.

  1. Bir kadın ödenmesi gereken mehrini alamamış ise mehrinin tamamını veya bir kısmını alıncaya kadar kocasına her türlü hizmeti kesebilir, kocasına itaat etme- yebilir. Yataklarını ayırabilir. Ancak mehir ödenmiş veya taksitlere bağlanmış veya ödemenin zaman içinde yapıla- cağı konusunda yazışmalar yapılmış ise kadın eşinin meş- ru olan cinsel isteklerini karşılar.

Erkek eşine, asla kötü muamele yapmaz. Eşini her konuda destekler ve korur.