Mehmet Hüsrevoglu:   "KUR’AN DA ZİKİR VE DUALAR" Kitabı Sayfa İçeriği

Mehmet Hüsrevoglu

Bu Sayfayı Paylaş; Bu sayfa 10122 Kez görüntülendi.

GEÇMİŞLERİMİZ İÇİN DUA

Günümüz modernist akımlar, bin dört yüz yıllık İslam geleneğini küçümseyerek MEZAR ziyareti esnasında veya vefat eden şahıs için okunup arkalarından gönderilen Hatim, sûre, ayet ve duaların, ulaşmayacağını ve bir fayda sağlamayacağını iddia etmektedirler…

Bu ve benzeri aykırı iddiaların aksine, geçmiş ve günümüzde insaf ölçüsü içinde olan tüm İslam âlimleri (cumhur-u ülemâ );

“ Vefât etmiş cümle geçmişlerimizin ruhuna gönderilen; Âyetler, (ne kadar olursa olsun) Sûreler (Yasintebarekeamme gibi ) dua ve istiğfarların, bağışlanan sevapların, fayda sağlayacağı konusunda ittifak halindedir…”

Bu konu için delil teşkil eden âyetler aşağıdadır:

“…Ey Rabbimiz… Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla…” (Haşr, 10)

“Ey Rabbim… Beni, anamı, babamı, iman etmiş olarak evime giren kimseleri (Kıyamete kadar gelecek) erkek mü’minleri ve kadın mü’minleri sen bağışla…”(Nuh, 28)

“ Müşriklerin, o çılgın ateşin yaranı (Cehennemlik) oldukları muhakkak meydana çıktıktan sonra, artık onların lehine, velev hısım olsunlar, ne peygamberin, ne de mü’min olanların istiğfar etmeleri doğru değildir.”(Tevbe, 113)

Bu ayet-i kerimeler ışığında, net olarak ifade gerekirse; Nuh a.s. vefat eden anne ve babası, kendisine iman etmiş mü’minler için Allah’tan af ve mağfiret talep etmektedir.

Nebî sav efendimiz ve mü’minler; iman etmeyen bir şahıs için, Allah’tan bağışlanma talebinde bulunulmayacağı konusunda uyarılmışlardır. Mü’min olarak vefat eden bir şahıs için mağfiret talebi geçerlidir.

Ahiret’e intikal eden mü’minler’in sorgu esnasında zorluk çekmemesi için, helallik talep edilir…

Mü’minlerin, ölen şahıs için helallik vermesi, dualarla ve iyi bir mü’min olduğu şehadetiyle defnedilmesi, af için yeterli sebeplerden biri olabilir…

Nebî sav efendimiz, cenaze defninden sonra bir müddet kabir başında beklenilmesi, dua ve Kur’an tilaveti ile kabir sualinin kolaylaşacağı konusunda ümit var olduğunu beyan etmişlerdir…(Ebu Davud)

Özellikle cenaze yakınlarının, Kur’an okuması ve görev haline getirip sürekli Kur’an tilaveti ile (uzun veya kısa ) okuma sevabının vefat eden şahsa hediye edilmesi, sünnet’e uygun en güzel davranıştır… Para karşılığı Kur’an okutulmasının bir faydası yoktur… Okutan ve okuyan büyük sorumluluk altındadır.

Kendilerine türbe yaptırılmış, şöhret bulmuş, geçmiş şahsiyetler’in mezarları ziyaret edilerek, herhangi bir konuda şahsından yardım talebinde bulunmak doğru olmaz. Ancak, salih zât olarak şöhret bulmuş geçmiş şahsiyetlerin hatırı için Allah'a yalvarmak, bu niyetle kabir ziyaretinde bulunmak caizdir… Nebî, sahabe, evliya kabirlerini ziyaret gibi…

Yardımşefeat-kurtuluş ve her türlü ihtiyacın karşılanması için müracaat edilecek tek makam, Allah-ü tealadır…

Kabir ve türbeler için kurban adamak ve kesmek, mum yakmak, para atmak, bez v.b. şeyler bağlamak bâtıldır. Vefat eden bir şahıs için maddi ve manevi iyilik yapılabileceği, Nebi sav efendimizin şu hadisleri ile sabittir.

“ İnsan vefat edince üç şey hariç dünya ilişkisi kesilir. Bu üç şey nedeniyle amel defterine sürekli hayır yazılır bunlar: * Sadaka-i câriye * kendisinden istifade edilen bir ilim ve eser bırakan alim * kendisine dua eden Salih bir evlat…”

Anne ve baba’ya, vefatlarından sonra yapılabilecek bir iyilik varmı? Sorusuna Nebî sav efendimiz cevaben:

“Evet ,onlara hayır dua eder, onlar için istiğfar eder, vasiyetlerini yerine getirir, akrabalarını görüp gözetir, dostlarına ikram edersin..” buyurmuşlardır…