Mehmet Hüsrevoglu:   "İSLAM'DA EVLILIK VE BOŞANMA" Kitabı Sayfa İçeriği

Mehmet Hüsrevoglu

Bu Sayfayı Paylaş; Bu sayfa 788 Kez görüntülendi.

İ’LA

Herhangi bir şiddetli geçimsizlik anında erkeğin ka- rısına; “ Seninle artık cinsel temasım olmayacak” gibi bir yemin etmesine İ’la denir.

İ’la, Allah’a yemin ederek başlayan süreli veya sü- resiz bir tabirden ibarettir. Örneğin “Allah’a yemin olsun ki seninle dört ay cinsel temasım olmayacak” dense ye- min geçerli olmuş olur.

İ’la kelimeleri kullanılırken, açıkça hiçbir yoruma meydan vermeyen kelimeler seçilir. Örneğin “Vallahi se- ninle dört ay cinsel temasım olmayacak” yemini açık bir yemindir.

Belli bir şehir veya bölge de yöresel dil olarak yapı- lan yemin sarih yemine yakın olan bir konumdadır. Örne- ğin “Vallahi seninle dört ay şeriat evine girmeyeceğim” diye bir yemin edilse, bazı yerlerde şeriat evi, cinsi müna- sebet için kullanıldığından dolayı yemin geçerli olur.

Gerek açık ve net olarak gerekse mecazi anlamda süreli ayrılık için gerçekleşen yeminler sahihtir. Yemin bozulmasında ceza gerekir.

İ’la’da vaktin beyan edilip edilmemesi konusu iki ana madde de incelenebilir.

  1. Süreli yemin,
  2. Müebbet yemin.

Süreli yeminde, herhangi bir antlaşmazlık duru- munda çıkan şiddetli bir münakaşada erkek eşine hitaben, vallahi seninle şu kadar ay birlikte olmayacağım, yatağı- mı ayırıyorum diye yemin etse, bu yemin geçerlidir.

Süresiz yemin ise yine şiddetli bir münakaşa sonu- cu, erkek eşine hitaben artık ölünceye kadar seninle cinsel birlikteliğim olmayacak diye yemin etse yemin geçerlidir.

Şartlı yeminlerde geçerlidir. Örneğin erkek eşine, “Şu bayanla konuşmanı veya evine gitmeni istemiyorum konuşursan seninle vallahi beraber olmam” diye yemin etse yemin geçerlidir.

Bir kızgınlık ve kırgınlık anında “Vallahi seninle ar- tık cinsel temasım olmayacak” diye bir yemin vaki olsa, yemin anında geçerli olur.

Karı-koca arasındaki bazı kızgınlıklar neticesinde asla  yemine başvurulmamalıdır.

Yemine başvuran şahıs, öncelikle akıllı-buluğa er- miş, aralarında sağlam bir nikâh akdi olan bir nikah bağı ile bağlı olmalıdır.

İ’lanın geçerli olabilmesi için ayrılık süresinin iddet müddeti olan dört aylık süreden az olmaması gerekir. Üç gün-on gün seninle beraber olmayacağım diye yemin et- mek İ’la değildir.

Ayrıca İ’la için temel neden cinsel birleşmedir. Bunun dışında yapılan yemin geçerli değildir. Öpmeye- ceğim, sarılmayacağım aynı yatakta yatmayacağım gibi yeminler İ’la değildir. Ancak o tür yeminler bozulduğun- da kefareti gerekir.

İ’la erkeğin ağzından çıktıktan sonra artık geriye dönüş yoktur. Bu konuda gerekli olan ceza infaz edile- cektir. Bu konudaki ceza;

  1. Karı-koca arasında kısmi ayrılık gerçekleşmeli,
  2. Kefareti yemin.

İ’la da bulunan yemininde sebat ederse, yeminde belirtildiği süre sonunda bir talak’ı rıc’i oluşmuş olur.

Müddet bitmeden yemin bozulmuş olsa yani erkek, eşiyle cinsel temasta bulunsa., talak, keffareti yemin veya sadaka gibi şahsın konumuna göre ceza tespiti yapılır.

İ’layı bozan için öncelikli ceza bir talak’ı rıc’idir. Örneğin “Seninle dört ay cinsel temasım olmayacak” diye yemin eden erkek bu yeminini süre dolmadan bozduğun- da eşine bir talak vermiş olur. Tekrar nikâh yenilenmesi gerekir.

Nikâh yenileme esnasında bayan dilerse bekler di- lerse mehir bedelini artırabilir veya yeni nikâh için yeni şartlar koyabilir.

İ’lanın bozulmasından dolayı oluşan yemin kefareti ise ya, bir köleyi hürriyetine kavuşturmak için gerekli o- lan emsal bedel, bu ekonomik ağırlığa güç yetirilmiyorsa bir fakiri veya on fakiri tam gün mükellef doyurmak veya giydirmektir. Ekonomik sıkıntısı olan bir şahıs ise üç gün oruç tutmalıdır…

İ’la konusunda İslam Hukukunun önemle durması- nın sebebi eşler arasında meydana gelen soğukluk-sertlik- kabalık ve kötü huy neticesi olumsuzluğun olmaması- dır…

Erkeğin İ’la hakkını kullanması mekruhtur, hiçbir zaman iyi görülmemiş ve uhrevi sorumluluğu özellikle belirtilmiştir.

Sebepsiz yere erkeğin, eşinden bir süre ayrı kalmak için ettiği yemin, bayanın hakkını gasp etmek anlamına gelir ve kul hakkı içerir. Bu zulüm dünyevi ve uhrevi ola- rak karşılık bulmalıdır. Bunun karşılığı ise kefaret ve bir talak boşanmadır.

Erkek hiçbir zaman eşinin hak ve hukukunu çiğne- yemez. Buna karşılık bayanda erkeğine olan saygı ve üze- rine düşen diğer görevleri aksatamaz.