Mehmet Hüsrevoglu:   "İSLAM'DA EVLILIK VE BOŞANMA" Kitabı Sayfa İçeriği

Mehmet Hüsrevoglu

Bu Sayfayı Paylaş; Bu sayfa 1028 Kez görüntülendi.

İDDET NEDİR?

Vefat veya boşanmadan sonra, baki kalan nikâh ese- rinin tamamen bayan bünyesinden silinmesi için belir- lenmiş olan bir süredir. Bu süre tamamlanmadıkça taraf- lar başka bir evlilik yapamazlar. Bazı hallerde birbirleri ile tekrar evlenemezler.

İddet hem erkek için hem de bayan için geçerli ola- bilir. Ancak kadının iddet beklemesi asıldır.

Erkeklere ait iddet şöyle sıralanabilir.

  1. Bir erkek, boşandığı eski eşinin bir yakınını ala- bilmesi için iddet bekler…
  2. Bir erkek dört eşinden biri ile boşansa iddet bit- meden yeni bir evlilik yapamaz.
  3. Müslüman bir erkek, ehli kitap olmayan bir ka- dınla Müslüman olmadıkça evlenemez. Müslüman olma sözü alınmışsa o süre beklenir. Örneğin; Ateist Agnostik (Allah’ın varlığı ile yokluğu arasında bir fark göremeyen şahıs) Mecusi-Puta tapan uzak doğu dinlerinden birine mensup kadın ancak Müslüman olduğunu beyanla evle- nebilir.

Mürtet bir kadınla asla nikâh olmaz. Çağımızda aile bireyleri Müslüman, kendisi de Müslüman anadan ve ba- badan doğmuş olmasına rağmen zaman içinde İslam dini- ni ret eden bir kimliğe sahip olmuş kadınla tekrar Müs- lüman olmadıkça asla nikâh kıyılmaz. Bu evlilik haram- dır.

Müslüman bir erkekle evlenen ehli kitap kadın için uygulanan kurallar tıpkı Müslüman bir kadının hukuku ile aynıdır.

Nikâhsız bir ilişkiden dolayı gebe kalmış bir kadın, suç ortağı erkekle evlenecek olursa, iddet beklemeyip hemen nikâh kıyılır. Öncesi suç olan fiil sonrasında, do-

 

ğacak çocuğun nesebinin belli olması, kadın ve erkeğin alınlarındaki zina lekesinin çıkması sebebiyle hayırla ne- ticelenmiş olur.

Babası belli olmayan hamile bir kadınla evlilik dü- şünüldüğünde, nikâh geçerli olur. Ancak zifaf doğumdan ve loğusalık hali tamamlandıktan sonra helal olur. Aksi haramdır.

Bu konuda üç maslahat gözetilmiştir

. a) Bu süre zarfında gerçek baba ortaya çıkabilir Gerçek babanın ortaya çıkması ile nikâh fesih olunur ve evlilik gerçekleşir. c) Zina neticesi hamile kadınla evle-

nen erkek bayanı büyük bir itham ve ömür boyu lekelen- mekten kurtaracağı için erdemli bir iş yaptığı düşünülür ve rahim temizliğinden sonra cinsel temas vaki olur… Zorla kaçırılan masum bir kadın içinde belirtilen bu ku- rallar uygulanır ve hayat’a tutunması sağlanır.

İddet müddeti devam eden bir kadınla nikâh kıyıla- maz. Bilerek nikâh icrası ve cinsel temas varsa en ağır cezaya müstahak olunur.

İddet müddeti içinde ancak üstü kapalı bir evlilik teklifi, resmi olmamak kaydı ile uygun görülmüştür…

Taraflar arasında cereyan eden boşanma işleminde olası bir pişmanlık söz konusu olduğunda iddet müddeti bu dönüşün kapısıdır.

Bir veya iki talak vaki olan işlemde, eğer bayan kabul ederse erkek henüz bağların tam kopmadığı eşine tekrar dönebilir. Bu durumda yeni bir nikâh akdi ve evli- lik mümkün olur ve taraflar ömür boyu bir pişmanlık çekmiş olmazlar.

Bir bayan için iddet beklemesini gerektiren durum; sahih bir nikâhla evlendikten sonra kocasının vefatı veya boşanmaları neticesinde gebelik ihtimalinin ortadan net olarak kalkması için beklenilen süredir.

 

 

Nikâh başlangıcında baş başa kalma veya cinsel bir- liktelik olmadan damadın vefatı veya o anda oluşan u- yumsuzluk nedeni ile meydana gelen boşanmalarda ba- yan iddet beklemez.

İddet beklemesi gereken kadınlar için;

  1. İddetin müddeti ayrılık başlangıcından itibaren yüz otuz (130) gündür.
  2. İddet ya hayz ile olur. Bu da üç (3) hayz dönemi- dir. Üç hayz bitince kadın serbest olur.
  3. Regl oluşumunu tamamlamış ve hayz görmeyen (menopoza girmiş ) bir kadın için iddet müddeti doksan gündür.
  4. Boşanma esnasında hamile olduğu açığa çıkan bayan için iddet gebelikle birlikte bir yıldır.

Dokuz ay hamilelik süresinden itibaren üç ay daha beklenerek iddet tamamlanmış olur. Bu süre içinde baya- nın tüm masrafları eski eşine aittir.

Hanefi mezhebine göre hayz’ın en az olan süresi, üç gün en çok ise on gündür. Bir hayz üç günden az, on günden fazla olamaz. Temiz olma halinin en az müddeti on beş günden başlar.

Kocası vefat eden hamile kadın, çocuğunu doğur- makla beraber bekleme süresi tamamlanmıştır.

Hamile olmayan kadının kocası öldüğünde bekleme süresi dört ay on gündür.

Kadının bekleme süresi konusunda genç veya yaşlı olması fark etmez. Yukarda belirtildiği gibi bu süre yüz otuz gündür.

Kocası vefat eden hamile kadın üzüntü ve stres ne- ticesi çocuğunu düşürse, iddet tamamlanmış olur. Vefatla ilgili süre gün olarak değil, gebelik olarak belirlenmiştir. Doğum veya düşük iddeti bitirir.

Kocası kaybolmuş kadın için bekleme süresi daha önce belirttiğimiz gibi dört yıldır.

Kocası savaşa katılan ve savaş bitiminde hala evine dönmeyen, ölü ve diri olduğundan şüphe duyulan koca i- çin savaş bitiminden itibaren bir yıl beklenir. Her iki hal- de de kadın mahkemeye müracaatla hâkim ayrılık kararı verir. İddet bitimi kadın hürdür. Dilediği ile evlenebilir. Yıllar sonra gelen koca artık hakkını kaybetmiştir. İkinci evlilik feshedilmez.

Nifas, yani doğum sonrası loğusa dönemi en fazla kırk gündür.

İddet müddeti devam eden kadınlar, eski kocası ha- ricinde hiçbir kimse ile yeniden nikâh kıyamazlar.

Kocası ölmüş veya boşanmış olan kadının iddet müddeti içinde günlerini geçireceği yer kocasının evidir.

Eski kocası evi eski eşine terk edebilir veya resmi ortamda aynı çatı altında barınabilirler. İddet bitene kadar eski koca eşine bakmakla yükümlüdür.

Aynı çatı altında kalmak mahzurlu ise taraflardan biri iddet müddeti bitene kadar yeni bir meskene çıkar veya erkek eve gelmeyebilir.

Hatta geri dönüş imkânı olan bir ayrılıkta, kadın makyaj ve takılarını takarak kendi evinde barınabilir. Ka- dının kendisine çeki düzen vermesi muhtemel ayrılığın tekrar birleşmeye neden olabilmesinden dolayıdır.

Boşanmadan önceki günlerde şiddetli geçimsizlik, münakaşalar olmuş olabilir. Erkek fiziki ve maddi gücüne sığınarak kadını incitebilir hatta evden atma gibi tehdit ve cürete sahip olabilir.

İslam Hukuku kadının ezilmemesi için erkeğe eşini sokağa atma hürriyeti tanımamış, erkek kendi sahip oldu- ğu evinde boşanmış olan eşine iddet müddeti içinde bak- makla yükümlü kılmıştır.

Erkek bu süre içinde, eski eşine zarar veriyorsa hâ- kim kararı ile kendi evinden uzaklaştırılır veya eşine iddet süresi içinde bayana mesken güvencesi sağlanır.

Aynı zamanda iddet süresi içinde kadının ve çocuk- larının her türlü gereksinimleri erkeğin üzerinedir.

Ancak kusurlu olan kadın, mahkeme yolu ile nafa- kadan kesilebilir.

Ölüm nedeni ile iddet bekleyen kadın bu süre içinde yas tutması ahlaki bir gerekliliktir. Makyaj ve takı takıl- maması, seyahat gibi keyfi davranışlardan kaçınmaya, dikkat edilmelidir.

İddet süresi içinde kocası ölen kadın için miras ge- çerlidir. Ancak üç talak ile kesin ayrılık bulunan boşan- malarda taraflar birbirine mirasçı olamaz.

Ölüm döşeğinde mirasçı olmasın diye eşini boşayan erkek, kadın iddet beklerken ölmüş olsa miras’tan pay a- lır. Bu tür bir uygulama ahlaki değildir.