Mehmet Hüsrevoglu:   "İSLAM'DA EVLILIK VE BOŞANMA" Kitabı Sayfa İçeriği

Mehmet Hüsrevoglu

Bu Sayfayı Paylaş; Bu sayfa 1339 Kez görüntülendi.

MEHRİN ÖDENMESİ

Dul bir kadının mehrini; açıkça rızası olmadıkça ve- lilerinden hiç biri alamaz. Ancak yeni evlenecek bir ka- dın, babasını vekil gösterebilir. Baba mehri talep edip tahsil edebilir. Damat veya vekilleri mehri, kız babasına teslim ettiklerinde borçtan kurtulmuş olurlar…

Gelin hanım, mehrin kendisinden başkasına veril- mesine rıza göstermemişse, mehir bedeli mutlaka şahsına ödenir. Babaya yapılan ödeme geçersizdir. Rıza yoksa, diğer velilerinde ödeme almaya yetkileri olamaz.

Nikâh töreni esnasında mehirle ilgili bir antlaşma, telaş ve heyecan sebebi ile unutulsa, nikâh sonrası gelin hanım için emsal mehir gerekir.

Nikâhtan sonra ölüm veya cinsel temastan sonra ay- rılık vuku bulsa öncelikle emsal mehir bedeli belirlene- rek, kadına ödeme yapılır.

Mehrin antlaşma ile belirlenmemesi, nikâhı iptal etmez. Nikâh erkek ve kadının karşılıklı rızaları neticesi şahitler huzurunda oluşan bir antlaşmadır.

Mehir ise nikâhın temel şartı değildir. Bundan dola- yı nikâhın kıyılmasına mani değildir.

İslam Hukuku kadınları sürekli koruma altına aldığı ve ezilmemeleri için çok ciddi kurallar koyduğu için, ni- kâhın şartı olmasa bile mehir yükümlülüğünden kaçılmaz. Mehrin ödemesi erkek tarafını ilgilendirmektedir. Evlili- ğin maddi sigortası da mehirdir. Erkek bu ödemede so- rumludur ve asla hafife alamaz…

Boşanma veya vefat gibi olağanüstü hallerde mehir; kadın için hayati önem taşır ve ekonomik olarak hiç kim- seye muhtaç olmadan belli bir süre ayakları üzerinde ka- labilir. Bu süre içinde yeni bir hayat için girişimlerde bu- lunulabilir.

Miktarı konulmamış mehir ilerleyen yıllarda, sorun olmaması için mutlaka belirlenmeli ve kayıt altına alın- malıdır.

Evlilik sonrası cinsel temas olmaksızın herhangi bir nedenle taraflar anlaşamayıp boşanma vuku bulsa, kadın mehrin yarısını alır. Tarafların varlık durumuna göre mehir artırılabilir.

Berdel olarak adlandırılan, mehre karşılık tarafların, kız kardeşlerini birbirlerine vererek yaptığı evlilikte, Ha- nefi fıkhına göre nikâh geçerlidir.

Ancak takastan dolayı mehir iptal olunamaz. Her birine emsal mehir ödenir.

BERDEL, Şafii-Maliki ve Hanefi mezheplerinde geçerli bir evlilik akdi değildir.

Eşler arasında, nikâh devam ederken veya boşanma kararı alındıktan sonra, tespit edilen mehrin miktarında sorun çıksa, yemin eşliğinde erkeğin sözüne itibar olunur. Cinsel temas veya baş başa kalma gibi bir durum oluşmamışsa, bu halde oluşan boşanmalarda daha öncede

belirtildiği gibi, mehrin yarısı kadına verilir.

Aradan uzun zaman geçmesinden dolayı taraflar a- rasında mehrin miktarı unutulmuşsa, emsal mehir ölçü a- lınır. Mehir de fazla ödeme yapmak tercih edilen ahlaki bir davranıştır.

Mehir, nikâhlanmış kadının öz malıdır. Dilediği gibi tasarrufta bulunabilir.

Mehir parası ile çeyiz ve düğün masraflarının karşı- lanması gelin adayından istenemez. Bu konuda zorlama yapılamaz. Gelin hanımın çeyiz ve masraflar konusunda herhangi bir yükümlülüğü yoktur.

Mehir için ödenecek meblağ başlık parası olamaz. Ancak, ekonomik sıkıntı söz konusu ise nikâh öncesi alı- nan mehir bedelinden bir bölümü çeyiz için harcanabilir.

Harcamalar gelin hanımın rızası ile yine kendi müs- takbel evi için olmalıdır. Bu konuda rıza yoksa ısrar olu- namaz.

Baba, kızının çeyizlerini satın almaya, örf ve gele- neklere göre yükümlüdür.

Büyük kızı için çeyiz hazırlığında bulunan baba, düğün öncesi vefat etse çeyiz teslim edilmemişse, diğer kardeşler çeyizi miras olarak aralarında paylaşabilirler. Ancak küçük kardeş için satın alınan mallar onun şahsi eşyası sayılır.

Çeyiz temini konusunda Ana-Baba arasında fark yoktur.

Mehir ve çeyiz evlenecek gelin hanımın hakkı’dır. Belirtildiği gibi babaya ödenen başlık parası, mehir yeri- ne geçmez. Damat başlık için zorlanamaz.

Evlilik gerçekleştiğinde gelin hanım emsal mehre hak kazanır.

Eşler arasında, müştereken tedarik ettikleri ev eşya- ları, olası bir ayrılıkta kime ait olduğuna dair ihtilaf çıksa, bu konuda kadının sunduğu delillere itibar olunur.

Taraflar malın kim tarafından getirildiğine dair ke- sin delil sunamıyorsa, erkek tarafına yemin gerekir. An- cak mevcut mal kadın için elverişli ise, kadının sunduğu delil tercih edilir.