Yeni oluşacak yuvada, taraflar arasında denklik olması o yuvanın huzur ve saadeti için gereklidir. Nikâhta denklik erkekte aranır.
Bir bayana talip olan erkek araştırılır. Erkek, istenilen bayanın, ekonomik konumuna uygun hatta biraz daha üst seviyede ise; talep edenlere olumlu cevap verilebilir.
Denklik altı yerde aranır:
Sadece kendisi Müslüman olmuş erkek, geçmişin- den İslam’la gelen nesle sahip bir bayana denk değildir. Ecdadı ile İslam neslini devam ettiren erkekle, yine ecda- dı ile İslam neslini devam ettiren bayan, birbirlerine denktir.
Bir kadın, eşinin asaletinin düşük olmasından ziyade, günahkâr olmasından dolayı üzülür ve utanır. Bu nedenle, günahkâr bir şahıs; dindar bir bayana denk olamaz. Dindar, ilim adamı, yüksek ahlaka sahip, sanat erbabı erkekler, tıpkı kendileri gibi beşeri derecesi yüksek hanımlara denktirler. Bu denklik şu atasözü ile meşhurlaşmıştır.
“Hasib olan erkek, nasib olan kadına eştir.”
Mehir ve günlük nafaka teminine muktedir olama- yan erkek, hiçbir bayana denk olamaz.
Mehir, bayanın hakkı olduğu için bu meblağı öde- meye erkeğin kudreti olmalıdır.
Aynı zamanda evliliğin devamı, mutlu bir yuva o- luşumu için, asgari de olsa bir ekonomik yapıya, ihtiyaç vardır.
Her iki gücü kendinde gören erkek, büyük bir ser- vete sahip bir kadına bile talip olabilir…
Erkek tarafının meslek dalı ile bayan tarafının mes- lek dalının örtüşmesi de aranan özelliklerdendir.
Bir alanda esnaf aile ile kendi sınıfından, memur ai- le, yine kendi meslek alanından evlilik için tercih yaptı- ğında aralarında yaşam ve tarz uyuşmazlığı olmaz ve mutlu bir yuva tesis edilir.
Şehirli olmak-genç-yakışıklı olmak gibi vasıflarda denklik aranmaz.
Taraflar arasında denklik aranmasının tek nedeni; huzurlu bir aile ortamının kurulmasından ibarettir.
Örneğin, dindar bir erkek, dini duyarlılığı az olan bir bayanla evlense, zaman içinde taraflar uyum göstere- mezse, bu aile nasıl huzurlu olabilir…
Bu nedenle başlangıç tercihleri hayati önem arz etmektedir.
Gelin ve damat arasındaki denklik, nişan ve nikâh öncesi aranır. Nikâhtan sonra denkliğin kaybolması nikâ- ha zarar vermez. Örneğin; nikâh öncesi ekonomik duru- mu iyi olan müstakbel damat, nikâh sonrası iflas noktası- na gelse, nikâh fesh edilemez.
Nikâh öncesi taraflar arasında, denklik olmadığında, birinci derece akrabaların itiraz hakkı vardır.
Temyiz sahibi bir bayan, akrabalarının izni ve habe- ri olmadan nikâhlansa, nikâh sonrası tarafların birbirleri- ne denk olmadığı ve evlilik müessesesinin devamının ciddi zorluklar içerdiği tespit edilse;
Bayan, bizzat kendisinin arzu ve iradesi ile bu evli- liği istediği için, nikâhın feshini talep edemez.
Ancak ailesi, fesih talebinde bulunma yetkisine sa- hiptir.
Bir erkek, evlilik öncesi kendisini tanıtırken, nesil ve ekonomik durum konusunda, abartıya gitmiş olsa, ev- lilik sonrası, anlatılanlar gerçek çıkmasa, denklik bozula- cak derecede sınıfsal farklılıklar ortaya çıksa, işin başlan- gıcında gelin ve ailesinin nikâhı bozma muhayyerliği var- dır.
Hukukçular bu konuda eşler arasında ciddi yaş problemi varsa bu denkliği bozar görüşündedir.
Şafii müellifler erkekle bayan arasında yaşça denk- lik aranması görüşündedirler. Eşler arasında ortalama 20 yaş gibi bir aralık azami farklılık olarak benimsenmiştir.
20 yaştan fazla bir aralıkla, evlilik hâkim kararı ile gerçekleşir ve hâkim yaşça küçük olanın gönüllülük esa- sına ve bu tür evlilikten doğacak menfaatin, bayanın lehi- ne olup olmadığına göre karar verir.