Nikâh; artma-birleÅŸme-evlenme gibi manalar içeren bir antlaÅŸma, bir akiddir. Tarafların birbirlerinden mad- den ve manen faydalanmaları amacıyla tesis edilen karşılıklı antlaÅŸma ve hakların doÄŸmasıdır.
Nikâh, İcab ve kabul’den ibarettir. İcab ve kabul; ülke-belde-köy, örf ve adetlerinin gereÄŸine göre, nikâhın gerçekleÅŸmesini beyan eden sözleri gelin ve damadın kabul anlamına gelecek ÅŸekilde ağızlarından telaffuz etmesidir.
İCAB: Evlenme niyeti ile bir araya gelen taraflardan birinin öncelikle söylediÄŸi sözdür…
“ Seni eÅŸim olarak aldım… Seni kocam olarak aldım… “ sözleri birer icab’dır…
KABUL: Teklife karşılık verilen cevaptır. “… Kabul ettim…” vb. gibi… Müslüman sir çiftin nikâhı, en az, akıllı ve buluÄŸ çağını geçmiÅŸ iki Müslüman erkek veya bir erkek iki bayanın tanık olduÄŸu bir mecliste kıyılır…
Nikâh meclisi, nikâhta iki tarafın yani gelin ve damadın, bizzat kendileri, vekilleri veya velileri bulunmak koÅŸulu ile gerçekleÅŸir.
Nikâh’tan sonra vazgeçme veya geri dönüÅŸ ancak boÅŸanma ile olur.
Nikâhın hukuken geçerli olabilmesi için tarafların bir arada bulunmaları gerekir. Ayrı meclislerde kıyılan nikâh geçersizdir.
Gelin, damat ve ÅŸahitlerin birlikte olduÄŸu mekânın cinsi önemli deÄŸildir. ÖrneÄŸin, gemi-daÄŸ başı-uçak vb. mekânlar gibi…
Bir mecliste ÅŸahitler hazır olduktan sonra tarafların aÄŸzından icab ve kabul çıkacak veya taraflardan biri özürlü ise, özürlü iÅŸareti ile tasdik ÅŸartı aranacaktır.
Nikâh esnasında taraflardan birinde tereddüt- ÅŸüphe-duraklama gibi menfi bir hal oluÅŸsa, meclis sonuna kadar taraflar muhayyerdir.
Gelin ve damat, son kararlarında oluÅŸacak bir düÅŸünme gecikme için beklenir. Karar sonucu oluÅŸması için taraflara süre verilir…Karar neticesi net ifadeye göre, ya nikâh kıyılır ya da meclis iptal edilip, taraflar serbest kalır.
Meclis dağılmadan taraflar, birleÅŸme kararı alırlarsa, nikâh kıyılır. Taraflardan biri, kabul ettiÄŸi halde, diÄŸerinde tereddüt gitmemiÅŸ olsa veya ÅŸart ileri sürse ÅŸartlar çerçevesinde antlaÅŸma olmadıkça nikâh olmaz.
Zaruri bazı nedenlerden dolayı, nikâh saatine yetiÅŸmesi mümkün olmayan taraflardan biri, vekil göndererek, yazılı bir belge ile evliliÄŸe hazır olduÄŸunu ve müstakbel eÅŸi ile evlenmeyi kabul ettiÄŸini beyan ederse; belge, ÅŸahitler huzurunda, vekil aracılığı ile okunur ve nikâh iÅŸlemi tamamlanır.
Nikâh kıyılma esnasında, tarafların kullanacağı lafızlar açık ve net olmalıdır. Hiçbir delile muhtaç olmaksızın, derhal anlaşılan kelimelerden seçilen sözler olmalıdır. Kabul ve rıza açık olmalıdır.
Yazılı belge ile yapılan evlilik ve nikâh talebine taraflardan biri, baÅŸlangıçta belgeye menfi tavır takınırsa veya belirli bir zaman sonrasında kabul ederse yine ÅŸahitler huzurunda mektup okunur, nikâh iÅŸlemi yapılır.
Gelin ve damadın hazır bulunduÄŸu bir ortamda yazılı teklifle nikâh kıyılamaz. Ancak söz’e itibar olunur.
Evlenme, bir erkek ve bir kadın arasında ancak mümkündür. Aynı cinsten iki bireyin evlenmesi haram’dır. Asla düÅŸünülemez.
Evlenme esnasında taraflar bu birliktelikten razı ve hoÅŸnut olmadıkları bir evlilik için kıyılan nikâh sorunludur.
Bu nedenle öncelikle bayanın istek ve rızası ile nikâh baÅŸlangıcı yapılmalıdır.
Nikâh meclisinde; gelin hanıma, evlenmeyi kabul ediyor musun sorusuna, evet demediÄŸi takdirde, nikâh geçerli deÄŸildir. Tarafın aksi de geçerlidir. ÖrneÄŸin damat, her türlü hazırlık için gerekli parayı verse mehri peÅŸinen ödemiÅŸ olsa, ancak ÅŸahitler huzurunda sessiz kalsa, nikâh geçerli olmaz.
Önceden taraflar gizlice birlikte olsalar, belli bir dönem sonra nikâh akdi için müracaat edildiÄŸinde, ÅŸahitler huzurunda icab ve kabul yerine, “Bizler zaten evliyiz” deseler nikâh geçersizdir. Ancak eski hal yeni ikrar ile helal olur…
Åžahitler huzurunda evet denilse veya “Evet, eÅŸim olarak kabul ettim” dese, nikâh geçerli olur.
Nikâh akdi, resmi muameledir. İslam Hukuku mutlu birlikteliÄŸin devamı için, Nikâhın mutlaka kayıt altına alınmasını ve ÅŸartlara uyulmasını tavsiye etmiÅŸtir.
İbn-i Batuta 1326 yılında Åžam seyahatindeki izlenimlerini yazarken. Nikâh için kurulmuÅŸ günümüz noterlerinden bahsetmektedir. İslam Devlet baÅŸkanı tarafından verilen yetki ile çalışan bu kurumlar evlenecek çiftlerin resmi kaydını yapmakta, ÅŸahitler huzurunda evliliÄŸi resmileÅŸtirip kayıt altına almaktadır.
Bir anlamda günümüz nikâh memurluÄŸunun, asırlar öncesinden baÅŸlayan bir uygulama olduÄŸunu öÄŸreniyoruz. İslam dünyasının tamamına yakın bölgelerinde nikâhın akdedilmesi bir kural olarak uygulanmıştır.
İslam tarihinin ilk dönemlerinde Nikâh-Mahkeme gibi toplumu ilgilendiren iÅŸlemlerin camileri mekan tahsis ettiÄŸi görülmektedir. Tüm toplum bireylerinin görmesi ve gizli bir evlilik olmaması için İslam Hukuku tüm tedbirleri almıştır.
Osmanlı Hukuku, nikâh akdi konusunda devlet baÅŸ- kanı temsilcisi olarak İMAMLARI vekil tayin etmiÅŸtir.
İmamlar resmen nikâh kıymaya, nikâhı tespit edip belge tanzim etmeye yetkili kılındıkları için günümüz toplumunda imam nikahı tabiri Osmanlının resmi vekaletinden kaynaklanan bir dil alışkanlığıdır…
Dil sürçmesi, hata ve benzeri nedenlerle icab ve kabul anlamına gelen kelimeler, yanlış, eksik söylense, nikâh olmaz. İcab ve kabul kelimesinin, açık-net ve temiz bir dil ile söylenmesi esastır.
Nikâh, vekil veya vekiller ile kıyılabilir. İki tarafın vekili yine ÅŸahitler huzurunda gelin ve damat adına, icab ve kabul terimlerini ifade ederek tören tamamlanabilir.
Bir tarafın asıl diÄŸer tarafın vekil olmasında da bir mahzur yoktur. Zaruret yoksa tarafların bizzat nikâh merasiminde asaleten bulunmaları gerekir.
Nikâh merasimi baÅŸladığında, aile büyüklerinin bi- rer konuÅŸma yapmaları, iki aile bireylerinin, kaynaÅŸmasına vesile olması için gerekli giriÅŸimlerde bulunulması tavsiye edilmiÅŸtir.
Nikâh akdi sonrası; tarafların tebrikleÅŸmesi yemek veya çerez, meÅŸrubat cinsinden bir ikramla ortamın kaynaÅŸmasına vesile olunması, niÅŸan ve nikâhın akraba-eÅŸ-dost tanıdıklara duyurulması tavsiye edilmiÅŸtir.