Mehmet Hüsrevoglu:   "İSLAM'DA EVLILIK VE BOŞANMA" Kitabı Sayfa İçeriği

Mehmet Hüsrevoglu

Bu Sayfayı Paylaş; Bu sayfa 1893 Kez görüntülendi.

NİKAHIN SIHHATİNİN ŞARTLARI

Bir nikâh işleminin temiz ve kurallara uygun olarak kıyılabilmesi için aşağıdaki şartlara uyulması gerekmek- tedir.

  1. Evlenecek taraflarda, nikâha mani bir engel ol- mamalıdır. Örneğin; Nesep ve sütkardeşliği gibi.
  2. Nikâhı kıyılacak her iki tarafın, akıllı, buluğ ça- ğına gelmiş veya buluğ çağını aşmış artık temyiz sahibi olmuş reşit bireyler olmalıdır.

Evlenme ehliyeti, başkalarının iznine ihtiyaç duy- madan evlenebilme olgunluğuna erişmedir. Zikredilen şartları taşımayan birey, derece olarak en yakınlarının velayeti ile evliliğe adım atar…

Akıllı ve buluğ çağını geçmiş bireylerin evliliği, bir- likteliğin ciddiyetini anlam ve amacını kavrayabilecek, evlilik sonrası yükümlülük ve ödevleri kaldırabilecek yeteneğe sahip olmaktır.

Erkeğin meslek sahibi olup nafaka temininde güç- lük çekmeyecek düzeyde olması, bayanın ev işleri ve çocuk bakımı konusunda zaafa düşmeyecek düzeyde bulunması önemlidir…

Osmanlı aile hukuk kararnamesi, temyiz sahibi bireyleri kızlar için 17 erkekler için 18 yaşını bitirmiş olarak sınıflandırmıştır. Günümüzde bu ortalama kızlar için 20 erkek için 22 olarak belirlenebilir.

Belirlenen yaşın altındaki evliliklerde, anne ve babanın yoksa yakın akrabaların izni ve haberi olması gerekir.

Buluğ çağına gelmemiş bireylerin evlilikleri konu- sunda, umumi bir izin söz konusu değildir. Ancak taraflar birbirleri ile sözlenebilir, yaş- ortam- meslek gibi zaruri etkenlerin tamamlanması ile evlilik gerçekleşebilir…

Akli melekesi yerinde olmayan bireyler ancak aile- lerinin izne ve velayetleri altında evlendirilebilirler… Özellikle genetik olarak hastalığın bir sonraki nesile akta- rımı ihtimali varsa bu tür şahısları evlendirmemek gerekir…

Mümeyyiz olmak demek, ortalama yirmi iki yaş ve üzeri olmak demektir.

Akıllı ve buluğ çağına ermiş bireyler eğer mümeyyiz değillerse, tarafların velisinin bulunması şarttır.

Hanefi mezhebi velayeti, miras hukukundaki çizelge ile tespit etmiştir. Birinci derece, baba-babanın babası… İkinci derece ana baba bir erkek kardeşler… Üçüncü derece baba bir erkek kardeşler… Dördüncü derece am- calar… Erkek tarafından veli olabilecek herhangi bir şahıs yoksa anne, anneanne, kızlar, dayılar, teyze ve halalar velayet konusunda yetkilidir.

Bunların hiçbiri yoksa evlenecek bayanın velisi devlet başkanı veya onun vekilidir. Devlet başkanı kimsesizlerin hem anası hem babasıdır.

Kendisine velayet verilen şahıs bu yetkisini keyfi olarak kullanamaz. Adaleti bulmakla yükümlüdür. Veli- nin adaletsiz ve isabetsiz tercihlerine, bayan mahkeme nezdinde itirazda bulunabilir.

Velilerin evlilik aşamasındaki bayana teklif sunarken, bayan iradesini sözle beyan etmekten çekinebilir…

Evlenme konusunda düşüncesi sorulan genç bayan, evlenecek erkeği, alacağı mehri öğrendikten sonra susması, ağlaması, tebessüm etmesi, bu konuda olumlu düşündüğünün işareti sayılır.

Bakire olmayan bayana yapılan evlilik teklifinde düşüncesi açıkça istenir ve sözlü olarak müzakerelere ka- tılır. Susması kabul anlamına gelmez.

Bir kaza neticesi bekâretini kaybeden bayan bakire sayılır. Zifaftan önce ayrılık veya ölüm hadisesi ile karşılaşan bayan, ikinci evlilik teklifinde de bakire muamelesi görür.

Gayri meşru ilişki neticesi bekâretini kaybeden kadın müstahak olduğu cezayı çekse veya çekmese bile dul muamelesi görür.

Bir bayanın evlilik çağı buluğa ermesi ile başlar. Bu konuda erken evlilik bazı avantajları beraberinde getirdiği için tavsiye edilmiştir.

Bir bayan eğitimini tamamlamış, kendisine hayırlı bir teklif gelmişse kabul etmesi, evlilik dışı cinsel mace- ralardan korunmak – erken çağda mutlu bir evlilik yapıp sıcak aile ortamı kurmak neslin sağlıklı olarak çoğalması gibi ulvi neticeler sebebi ile erken evlilik İslam toplumunda ideal yaşam tarzı olarak düşünülmüştür.

Günümüzde hem kariyer hem evlilik düşüncesi ev- lenme çağını otuzlu yaşların sonuna doğru itmiştir. Yolun yarısı sayılabilecek yaş ortalaması yeni nesil için sağlıklı bir karar olarak düşünülemez.

  1. Mümeyyiz olan taraflar, velileri bulunmaksızın evlendiklerinde, eğer resmi yetkili karşısında nikâh işle- minin akdini kendi aralarında yapıyorlarsa nikah için ön- celikli şart, şahitlerin bulunmasıdır.
  2. Nikâh kıyılırken, süslü-kinayeli-dolambaçlı söz söyleniyorsa, taraflar ne dediğini bilmelidir. Nikâh işlemi konusunda bilinçli olmak gerekmektedir.
  3. Nikâh kıyılırken tarafların onay ve olurunu, bir- birleri duymalıdır. Eğer duyulmama gibi fiziki bir engel oluşmuşsa nikâh geçersizdir.
  4. Taraflardan biri, açıkça “evet” dememiş ise nikâh geçerli olmaz. Örneğin; nikâh masasında bayan; evlen- meyi kabul ediyorum ama bir araba isterim dese,  damatda, nikâh için evet araba için “hayır” diye karşılık verdiğinde, Nikâh geçerli olmaz.

Şartlı bir nikâha karşı taraf, o şarta cevap vermeden sükut etse, nikah geçerli olur.

  1. Nikâh kıyılırken, akıllı, buluğ çağını geçmiş aynı zamanda şer’i vasıflara haiz iki şahit hazır olmalıdır. Şa- hitler, gelin ve damadın yakınlarından olabilir. Akid za- manında şahitlerin hazır olması, nikâhın önemine, yeni temeli atılan aile hayatının meşru bir ölçüde, kurulmasını ispatlamak içindir.

Evlilik esnasında, şahitlerin hazır bulunması şarttır.

Şahitsiz gerçekleşen evlilik hüküm ifade etmez.

Şahitler en az iki şahıs olmalıdır. İkiden fazla olmasının ayrıca fazileti vardır.

Şahitler Müslüman olmalıdır ve kıyılan nikâh konusunda belli bir fikir sahibi olmalıdır. Ayrıca dil birlikteliği önemlidir. Ne konuda şahitlik yapıldığı, neye şahadet e- dildiği anlaşılmış olmalıdır.

Nikâh esnasında iki erkek şahit yoksa bir erkek iki bayan şahitle de nikâh kıyılabilir. Evlilik dört bayan hu- zurunda gerçekleşse nikâh muteber değildir.

Artık iş resmileşmiştir. Allah korusun “Bizim nikâhımız gökte kıyıldı…” gibi saçma bir ifade ile gizlice beraber olmak Zina suçu işlemektir. Şahitler bu gizli antlaşmayı deşifre etmek, tarafların artık karı-koca olduğunu ilan etmek için şarttır.

Nikâh şahitliği için en az iki erkek veya bir erkek, iki bayan gerekmektedir. Yalnızca bir erkeğin veya yalnızca iki veya daha fazla bayanın şahitliği geçerli değildir. Mutlaka bir erkek şahit nikah kıyılırken hazır olacaktır..

Şahitler İcab ve kabul iradelerini duyacak ve o anda Hazır olacaklardır. Ayrıca şahitler bulundukları meclisin 

nikâh meclisi olduğunu bilecektir. İki tarafın lisanını bil- meyen bir şahıs, şahit olarak kabul edilemez ve nikâh kıyılmış sayılmaz.

Nikâh törenine yetişemeyen taraflardan birinin gön derdiği; evlenmek istediğini beyan eden belge şahitler huzurunda okunur veya gönderilen vekil tarafların velisi zaruri durumu açıklayarak gelmeyen taraf adına nikahı kıyar.

h) Müstakbel karı-koca birbirlerini tanımalıdır. Nikâh esnasında taraflar, birbirlerini bilmeli, ana- baba- teyze- amca-dayı gibi akrabalar arası kaynaşma sağlanmalıdır. Nikâh esnasında taraflar; ana-baba kiminle akraba olunduğu –kiminle evlenildiği eş dost kimlerdir, karşılıklı olarak bilinmelidir. Konu önemine binaen tekrar etmek gerekirse;

1) Şahitler Müslüman olmalıdır. Aynı zamanda ada- let sahibi olması da gerekmektedir. Şahidin görme özürlü olması, şahitliğe engel değildir.

2) Nikâhın gizlice kıyılması, Peygamberimizin emri ile yasaklanmıştır. Dost edinme veya zina şüphesi, ancak ilişkilerin toplum tarafından bilinmesi, şahitlerin nikâhta hazır bulunduklarını etrafına beyan etmeleri ile giderilir.