Mehmet Hüsrevoglu:   "MEVLANA'NIN ÜSTADI SEYYID BURHANEDDIN HZ." Kitabı Sayfa İçeriği

Mehmet Hüsrevoglu

Bu Sayfayı Paylaş; Bu sayfa 1984 Kez görüntülendi.

SEYYİD BURHANEDDİN VELİ TÜRBESİ

Miladi 12. asrın başlarından itibaren şehrin kadim me- zarlığı, kale’nin güney bölgesi meşhed ovası olmuştur… Daha önce belirttiğimiz gibi, Moğol katliamında şehid olan halkın medfun olduğu bölge de burasıdır. Şehrin kuzey ta- rafı da meşhed olarak tanımlansa bile toplu mezarlık ema- resi bulunmaması, güney meşhed bölgesinin mezarlık ala- nı olduğu görüşünü doğrulamaktadır…

Kayseri’de yaşamış tüm büyük zatlarında medfun ol- duğu bölgeye Seyyid Burhaneddin veli nin mezarı bu böl- gede olduğu için zaman içerisinde mezarlık alanı üstadın ismi ile özdeşleşmiştir…

Seyyid Burhaneddin veli vefat ettikten sonra, Sahip Necmeddin İsfehani, Kabri türbe haline getirmek istemiş, inşa edilen yapı yıkılınca, bir rivayete göre, bir rüya âle- minde, İsfehani, Üstad tarafından kabrine türbe yapılma- ması konusunda uyarılmıştır…

Kendisinden bir asır sonra vefat eden Emir Erdoğmuş, vefatından önce üstadın kabri yanına kendisi için bir türbe yaptırmış ve üstadın kabir mahalli Tatar haniler türbesi ya- nı olarak kayıtlara geçmiştir…

1891 yılına kadar normal bir mezarlık hüviyetinde olan kabir, teftiş veya ziyaret amaçlı Kayseri’ye gelen Ankara valisi Abidin paşa tarafından ziyaret edildiğinde, mezarlığın türbe’ye çevrilmesi düşünülür ve sultan II. Abdülhamid han’a talep yazısı arz edilir…

Abidin paşa, sultan II. Abdülhamid han’ın seçkin bürok- ratlarından olup, iyi derece de altı dil bilmekte olup, Mevla- na aşığı bir zattır… MESNEVİ’yi tercüme etmiş ve birinci cildinin aynı zamanda şerhini yapmıştır… Birçok ilde valilik ve yüksek bürokratik makamlarda bulunduktan sonra 1879 yılından itibaren Dışişleri bakanlığı yapmıştır…

Sultan II. Abdülhamid Han’a ulaşan dilekçeye “olur“ ce- vabı verildikten sonra 1894 yılında vakıf bütçesi ile türbe yapılmıştır… İnşaat bitiminde Sultan, ayrıca kendi şahsi bütçesinden, türbeyi tefriş ve avize hediye ederek özel ilgi- sini izhar etmiştir…

İnşaatın tamamlanıp ziyarete açıldığını sultan’a 1157 sayılı rapor ile bildiren sadrazam Ahmet Cevdet paşa, özetle şöyle demektedir:

“Devletli efendi hazretleri,

Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin hocası olup, Kayseri de mezarı bulunan, Hoca Burhaneddin Tirmizi hazretlerinin Kabri üzerine, otuz bin kuruş sarfederek, padişahımızın yüksek izni ve iradesi ile, zikri geçen türbe kargir olarak in- şa edilmekte iken yapılan ikinci keşif ile otuz bin beş yüz  on dört buçuk kuruşa tamamlanmış olup, padişahımızın şahsi parasından gönderilen avizenin, nakliye dâhil kuru- lumuna üç yüz yirmi yedi buçuk kuruş, türbenin tefriş ve tertibine de bin yedi yüz seksen beş kuruş harcanarak top- lam beş bin altı yüz yirmi iki kuruş ile bütçenin denkleştiril- mesine lüzum görülmüş ve tüm masraflar Cennet    mekan

Mustafa han vakfı bütçesinden karşılanmıştır… 25 Rebiul- âhir, 312 “

Türbe kitabesi, Abidin paşa riyasetinde çalışan Kırşehir defterdarı Ali Emiri efendi tarafından yazılmıştır… Kendisi Osmanlı’nın yetiştirdiği seçkin bürokratlardandır… Döne- minde kitap sevgisi ile şöhret bulmuş bu âlim zat, emekli olduktan sonra, on beş bin adetlik yazma eser bulunan de- vasa şahsi kitaplığını, İstanbul millet kütüphanesine bağış- lamıştır…

Türbe girişinde ki kitabede şu satırlar yer almaktadır: “ Fart-ı âdâb ile gir zâir muhlis ki budur.

Merkad-i muhterem-i hazret-i Burhaneddin . Çeşm-i irfanına kuhl istersen olmalısın

Cephe sây-ı kadem-i Hazret-i Burhaneddin…”

------ Sadeleştirilmiş Türkçesi şöyle olabilir:------------

Ey ihlâs sahibi ziyaretçi! Üstün bir edeble gir!

Burası muhterem hazret-i Burhaneddin türbesidir… Mana gözüne kuvvet olacak sürme istersen, Hazret-i Burhaneddin’in ayakucundan seslen…

Seyyid Burhaneddin Mezarlığı, kuruluşu neredeyse bin yıla yaklaşan Kayseri’nin kadim mezarlığıdır… Geçmiş dö- nemlerde oluşan ev veya mahalle kenarlarındaki küçük mezarlıklar zaman içerisinde kaybolmuştur…

Seyyid Burhaneddin Mezarlığı ve çevresi ıslah çalış- maları Merhum Osman Kavuncu zamanında başlayıp, Merhum Mehmet Çalık zamanında kısmen devam etmiş, çalışmalar Mehmet Özhaseki döneminde tamamlanmıştır. Mezarlık alanı tamamen yeşil örtü içinde park alanı görü- nümü alarak, şehrin akciğerlerinden biri haline gelmiştir…

Seyyid Burhaneddin türbesi, açık namazgâh, mescid, dinlenme alanları içinde Kayseri’nin Eyüp Sultan benzeri sürekli etkinlik düzenlenen, ziyarete açık en fazla ziyaretçi alan yerlerin başında gelmiştir…

Kayseri, şehir merkezinin doğu tarafında ve bir tarafı Talas Caddesi diğer tarafı Gültepe parkında olan mezarlık alanının, türbe giriş tarafı Kültepe parkı tarafındadır…

Giriş alanında, türbe yakınında bulunan mezarlar Kay- seri Mevlevi eşrafı, vali ve bürokratlara aittir… Türbe girişi, kapı önü küçük revakla başlar…

Seyyid Burhaneddin türbesi, ortası kubbeli, üç tarafı kubbeye bağlı, kısa yuvarlak tonozlu bir binadır… Türbenin güney tarafında bitişik nizam olarak 1348 yılında vefat  eden Eratna beyliği dönemi emirlerinden Emir  Erdoğmuş’un türbesi bulunmaktadır… Geçmiş dönemde Tatarhaniler türbesi olarak bilinmektedir…

1348 yılında Eratna beylerinden, Emir Erdoğmuş tara- fından kendi adına yaptırılan türbenin içinde, altı adet daha mezar bulunmaktadır. Emir Erdoğmuş’a yakınlığı tam ola- rak bilinmemekle birlikte, kendisine manevi yakınlığı olan o dönem mutasavvifeden olan zatların mezarıdır demek mümkündür…

Evliya Çelebi, Seyehatnamesinde, Hanefi hukukunun önemli eserlerinden Fetevayı Tatarhaniye isimli kitabın müellifi’nin burada medfun olduğunu belirtmiş olmasına rağmen Hindistanlı fakihlerden Alim bin atâ’nın öğrencile- rinden birinin medfun olma ihtimali yüksektir…

Evliye Çelebi türbeyi şu şekilde tanımlıyor: “… Hazret-i Molla Tatar: Fetvada Tatarhaniye kitabı sahibidir ki bütün şer’i meseleler onun içinde vardır…” Ayrıca çoğu büyük zatların kabrinin Seyyid Burhaneddin veli ‘ye komşu oldu- ğunu de Evliye Çelebiden öğreniyoruz.

Türbe içine girmez girmez, görkemli bir şekilde üstadın kabrine yandan karşılaşılmaktadır. Sandukanın başında Mevlevi şeyhlerinden Ahmed Remzi dede’nin yazmış oldu- ğu ayinei seyyidi sırdan başlıklı manzum methiyesi bulun- maktadır…

Üstad’ın ayakucunda 1835 yılında vefat eden Mevlevi şeyhlerinden Süleyman Turabî, yanında ise oğlu Ahmed Remzi efendiye aid mezar bulunmaktadır…

Seyyid Burhaneddin Veli’nin irtihalinden sonra Kayseri ‘de  Mevlevilik  kurumsal konum  elde  etmiş, “ meşhur Sel-

çuklu veziri ve Mevlana müridi, Pervane Muineddin Süley- man’ın Kayseride yaptırmış olduğu medrese açılışına, Mevlana’nın oğlu, Mevlevilik kurucusu sultan Veled davet edilmiştir.

Açılışta, İslam dünyasının tüm seçkin  Mevlevileri  ve ilim adamları davet edilmiş, Sultan Veled Medrese ve Mescid’de iki ayrı konuşma yapmıştır… Kayseri artık bir anlamda Ahi hüviyetinden çıkarak Mevlevi kültürü etkisinde sosyal hayat devam etmiş, iktidarlarla yakın ilişki Osmanlı döneminde, artarak devam etmiştir…

Pervane tarafından yaptırılan ve Mevlevilere takdim edilen medrese ve külliye bu günkü konumu itibari ile ka- zancılar caddesi yanı eski Bakırcılar çarşısı olarak bilinen yerde kalıntıları halen mevcuddur...

Osmanlı döneminde 15. asırdan itibaren evkaf defterle- rinde Mevlevihane ve buraya gelir için vakfedilen mülk en- vanteri mevcuttur. Mevlevihane’nin ayrıca ikinci yapımı Sultan 4. Murad döneminde sadrazam Bayrampaşa tara- fından tarafından, şu anki Bayrampaşa vakıf iş hanı arsa- sına yaptırılmıştır…

Tekke ve zaviyelerin kapatılma kanununa kadar Mev- levilik, babadan oğla tevarüs ederek gelmiştir.

Son Mevlevi şeyhleri, Süleyman Turabi efendi, ö.1835—Ahmet Remzi efendi, ö.1865—Süleyman Abdul- lah efendi, ö.1904---Ahmet Remzi Akyürek, ö.1944.  Zikre-

dilen zevatın mezarları, Seyyid Burhaneddin ‘e komşu- dur…

Tekke ve Zaviyeler’in kapatılması ile 1950 li yıllara ka- dar mevcudiyeti devam eden Mevlevihane, sonraki dönem- lerde yıktırılarak arsa haline getirilmiş ve geçici olarak ke- restelik, garaj gibi iş kolları faaliyet göstermiştir… Şu anki Bayrampaşa iş hanı belirttiğimiz gibi Mevlevihane arsası üzerine inşa edilmiştir.