Orta Asya’dan gelen mürşid ve dervişler, Ahmet Yesevi bağlılarından ibaret değildi… Kübreverdi ve sühreverdi ekolüne mensub müridler Konya ve Kayseri yörelerinde iskan faaliyetlerine başlamışlardı…
Sühreverdi tarikatı, Ebu Necib Sühreverdi tarafından kurulmuş( ö. 1167) ancak zamanında şeyhül meşayih diye anılan Ebu Hafs Ömer es Sühreverdi tarafından geliştiril- miş ve şöhret bulmuştur. Hz. Ebu Bekir soyundan geldiği için Mevlana ile akrabalık isnat edilir…
Sühreverdi’nin yazmış olduğu Avarif-ül maarif isimli eseri, tasavvuf muhitlerinde AVARİF ismiyle ders kitabı olarak okutulmuştur…
Sühreverdi, o dönem siyesi otorite ile sıcak ilişkiler kurmuş, Selçuklu devletinin dağılmaması için uğraşmış or- taya çıkan fitne ateşini söndürmüştür…
Kayseri- Konya civarına ulaşıp buralarda misafir kal- mış, Halife’nin iyi niyet mektubunu, sultan Alaaddin Keykubat’a götürmüş ve bu yolculuk sürecinde, Bahaüddin Veled, oğlu Mevlana ve Necmeddin DAYE ile tanışmıştır… Yetmiş beş yaşında, elçilik ve mürşidlik vazifelerini bir arada yürüten Sühreverdi, kırkbeş yaşında ki genç Necmeddin DAYE ile ilgilenmiştir…
Seyyid Burhaneddin veli ile tanıştı ve hiç konuşmadan saatlerce karşılıklı oturdular gibi rivayetler tam bir gerçeklik arz etmemektedir. Sühreverdi 1230 yılında Hacc için Mekkei Mükerremede olduğu, 1234 yılında vefat ettiği be- lirtilir… Üstadı Abdülkadir Geylani’dir…
Sühreverdi tarikatı daha sonraki dönemlerde Kübrevilik içinde eriyip tarihi gelişimini tamamlayacaktır…
Kayseri Ahilerinin kurucu üstadları, Ahmed Yesevi ile Sühreverdi’likten etkilenmiştir ifadesi, Sühreverdi ve Evhaüddin Kirmani ile aralarında bazı konularda fikrî ayrılık olmasına rağmen Ahiliğin temel görüşleri hakkında fikir vermiş olacaktır…