Mehmet Hüsrevoglu:   "İSLAM'DA EVLILIK VE BOŞANMA" Kitabı Sayfa İçeriği

Mehmet Hüsrevoglu

Bu Sayfayı Paylaş; Bu sayfa 1948 Kez görüntülendi.

TALAK-I BAİN

Nikâhları kıyılmış ancak henüz düğünleri yapılma- mış çiftler arasında çıkan şiddetli bir antlaşmazlık nedeni ile talak vaki olsa, iddet süresi beklenmeksizin ayrılık ge- rekir.

İki nişanlı artık karı-koca olmaya az kaldı diyerek, baş başa bazı günler geçirmiş olsalar, ayrılık durumunda, her ne kadar cinsel temas vuku bulmasa bile tedbir amaçlı taraflar hemen ayrılır ve iddet beklenir.

Talak-ı Bain ise net bir ayrılığa neden olan boşanma şeklidir. Bu talak ile ayrılık oluşmuş, karı-koca hukuku bitmiş, erkeğin nikâhı devam ettirmeye hakkı kalmamış- tır. Eşler arasında miras hukuku bitmiştir.

Bir erkek; herhangi ağır bir münakaşa veya ciddi uyuşmazlık nedeni ile artık nikâhı bitirmek istiyorsa, eşi- ne; “Seni üç talak ile boşadım”, “Seni boşadım boşadım boşadım” dese üç talak vaki olur.

Erkek bir veya iki talak’ı iddet içinde üç’e tamam- layabilir mi konusu önemlidir. Bir erkek, eşini “Seni bo- şadım” hitabı ile bir talak ile boşasa; iddet devam eder- ken, anlaşarak mehrini yükseltip veya mehirle birlikte başka bir bedel konusunda anlaşarak ikinci talakı verebi- lir.

İkinci boşamada tazminat olarak bir bedel gerekir. Tam tersi bir antlaşmada geçerli olabilir. Örneğin erkek bir talak ile eşini boşayıp iddet beklenirken, bayan artık birleşmenin mümkün olamayacağını bildirip belli bir be- del karşılığında veya mehrinden indirim yapma koşulu ile kocasından diğer talakları vermesini talep edebilir.

Kadın iddet içinde eşinden diğer talak hakkını talep etme imkânına sahiptir.

Erkek, belirtildiği gibi uyuşmazlık iddet sürecinde hala devam ediyorsa, bir daha birleşmemek için üç talak-ı verebilir ve tam ayrılık gerçekleşir.

Eşler arasında nikâhı sonlandırmak talak ile müm- kün olduğu gibi, nikâhı belli bir şarta bağlamakta müm- kündür. Belirlenen antlaşma maddeleri veya şartlar geçer- li olduğu sürece nikâh baki, şart ihlal edilince nikâh ge- çersiz olabilir.

Başlangıçta nikâh kıyılırken, erkek ikinci kez evle- nirse birinci hanımı ile belli bir tazminat ve mehir bedeli karşılığında nikâh ilişkisi biter şartı evlilik süresi içinde geçerliliğini korur.

Kız tarafına, husumeti olan bireylerle ilişki kurma- ma şartı erkek tarafından ileri sürülebilir.

Boşama lafzı herhangi bir ceza karşılığı kullanıl- mamalıdır. Örneğin bayan, kocasına bir kızgınlık halinde, olumsuz özelliklerini saysa, erkekte, eğer bu olumsuzluk- lar bende var ise benden boş ol dese, olumsuz vasfın be- lirlenmesi ile nikâh düşer. Ancak o olumsuz vasıf erkekte bulunmadıkça nikâh bakidir.

Şarta bağlı talak süresiz olarak geçerlidir. O şart gerçekleşmedikçe nikâh sağlam olarak devam eder.

İnşallah kelimesi ile talak vaki olmaz.

“Şart olsun” talak manasına kullanılan bir kelime olduğu için, bu kelime ile yapılan yemin geçerlidir. Ör- neğin; “Şu işi yaparsam şart olsun” gibi bir ifade kullanıl- sa ve o iş yapılsa nikâh düşer.

Bir erkek, herhangi bir şeyi yapmayacağına, kul- lanmayacağına yemin etse, bu yemin ölünceye kadar ge- çerlidir. Örneğin; “Artık rakı içmeyeceğim, şart olsun” denilse, bu alışkanlığın tamamen terki gerekmektedir. Yemin bozulduğunda nikâh düşer.

Bu tür şartlı yeminlerde bir talak-ı Rıc’i gerçekleş- miş olur. Erkek iddet süresi içinde eğer tövbekâr ise ni- kâhını yenileyebilir veya bayan bu talak-ı fırsat bilerek nikah tazelemez.

Talak konusunda şart veya yemin edildikten sonra geri dönüş olmaz. Bu konuda pişmanlık fayda etmez.

Talak konusunda zamanla ilgili bir antlaşma olsa veya zaman verilerek talak vaki olsa bu talak geçerlidir. “Kış bitince benden boş ol”, “Altı ay sonra boş ol” gibi geleceğe ait zaman dilimi belirlenmiş talaklar geçerlidir.

Talak, mekânla ilgili olduğunda da geçerlidir. “Bu- lunduğun şehirden çıkarsan benden boş ol” dense talak vaki olur. “Bundan sonra kardeşinin evine girmeyeceksin girersen benden boş ol” şartı da aynı şekilde geçerlidir.

Talakta vekâlet ve yazılı belgegeçerlidir. Bir erkek, karısı ile birlikte olmayıp, ayrı yaşasalar veya ayrı ayrı şehirlerde yaşama zorunluluğu olsa, vekil vasıtası ile bo- şanma gerçekleşir.

Vekil bizzat erkeğin eşi de olabilir. Erkek ayrı ya- şadığı eşine vekâlet vererek dilediği an boşanma yetkimi kullanabilirsin diye yetki verebilir. Bayan kendisine veri- len bu yetkiyi kabul etmeyeceği gibi yetkiyi alıp istediği zaman kullanabilir. Verilen yetkiye göre talak sayısını kadın belirleyebilir.

Boşanma gibi aile müessesesini param parça edecek fiilin en az zararla atlatılması için tavsiye edilen yöntem şöyle olabilir:

Boşanma isteği genellikle, şiddetli geçimsizlik sıra- sında, kavgalar sonunda henüz sinirler yatışmadan ne söylenildiğinin farkında olunmadığı anda başlar…

Ani ve fevri bir karar alınmaması için aceleye gel- meden düşünerek ve karşılıklı konuşarak ayrılık kararı a- lınabilir.

Erkek, eşini regl hali olmayan günlerde cinsel iliş- kiye girmeksizin bir talak ile boşayabilir. Ashabın yön- temi bu şekildedir.

Eğer kesin olarak, ayrılık artık taraflarca kabul e- dilmişse ikinci regl dönemi bittiğinde yine cinsel temas vuku bulmadan ikinci talak üçüncü regl dönemi bittikten sonra da üçüncü talak verilerek taraflar artık ömür boyu birbirleri ile ilişkiyi bitirmiş olurlar.

Üç aylık dönemde fevri bir karar verilmemiş taraf- lar konumlarını iyice düşünmüş olurlar. Bayan ve erkek için en makul boşanma yöntemi budur.

Bayanın regl olduğu günlerde boşamayı İslam hu- kukçuları ahlaki bulmamıştır.

Bu üç aylık dönemde eşler artık birbirleri ile resmi olarak görüşürler. Aynı çatı altında yaşamalarına rağmen birlikte aynı odayı paylaşmazlar, çocuklar bu ayrılık fik- rinin ortaya çıkardığı fitne-fesat-dedikodu gibi menfi et- kenlerden uzak tutularak ruhi gelişimleri sekteye uğratıl- maz.

Kur’an ve sünnet; keyfi boşanma-sebepsiz ve ne- densiz ayrılık-fitne çıkarma yöntemleri ile masum bir ba- yanın hayatını karartma gibi zalimane etken ve fiilleri la- netle tanımlamıştır.

İslam Hukuku boşanmayı, ciddi uyumsuzluk, taraf- ların birbirlerine karşı şiddetli geçimsizlik ve saygısızlığı, her iki tarafın ihanete varan davranışları, karşılıklı fiziki eksiklikler neticesinde bir çeşit zaruret ve sıkıntılı durum- larda caiz görmüştür.