ZİKİR: Hatırlamak, anmak, düÅŸünmek, akıldan çıkarmamak, hatırlayıp gereÄŸini yapmak gibi anlamlara gelen, gaflet ve unutmanın karşıtı olan Arabça bir kelimedir. Zikir kelimesi ile unutulan veya dünyevi hırs ile gaflete düÅŸüp terk edilen bir kavramı tekrar kazanmaktır. Hafıza kartının tekrar dolumu gibi Allah ile iletiÅŸimin aksamasında zikrullah devreye girer.
İnsanın yaratılışında bulunan eksikliklerden biri de unutkanlıktır… “…And olsun, önceden Âdem’e ahd verdik de unuttu…” (Tâhâ,115) ayet-i kerimesi, insanoÄŸlunun bu eksik tarafını belirtmektedir…
Rahat ortamlarda, zenginlik veya fakirlik günlerinde, Allah’ı unutan insan için en önemli hatırlama aracı ZİKİR olmaktadır…
Zikirle iki türlü hatırlamaya iÅŸaret edilir:
1-unutulan şeyi hatırlamak
2-unutmamak için sürekli hafızayı canlı tutmak… Zikirde ulaşılmak istenen birinci mana olup, ikincisi
yardımcı unsurdur.
O halde unutulup da hatırlanmak istenen nedir, diye düÅŸünüldüÄŸünde verilecek cevap:
Misak’ta Allah’a verdiÄŸimiz sözü hatırlamaktır… Verilen söz’ün sürekli korunması, zikrin esası ve gayesidir.
Misakta, Allah’a vermiÅŸ olduÄŸumuz ahdin bozulmasını, bu dünyada sözleÅŸmenin tek taraflı iptal edilmesini, Kur’an-ı Kerim “nakz-ahd“ olarak nitelemektedir.
Zikrullahtan gaflet ve Allah’ı hatırlamamak, ahdi bozmak anlamına gelmektedir.